Kargo taşımacılığına ilişkin hükümler 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 850 vd. maddelerinde düzenlenmektedir. Taşıma sözleşmesi ile kargo şirketi, yani taşıyıcı, kendisine teslim edilen şeyi alıcı adresine ulaştırmayı; buna karşılık gönderici de kargo bedelini ödemeyi borçlanmaktadır. Taşıma sözleşmesinin kurulması için yazılı şekilde yapılmasına gerek yoktur, tarafların edimlerini yerine getirmeyi kabul ve taahhüt etmesi ile sözleşme kurulmuş sayılır ve sözleşmenin kurulmasıyla Türk Ticaret Kanunu md. 875/1 uyarınca kargo şirketinin teslim aldığı şeye ilişkin birtakım sorumlulukları doğar. Teslim alınan kargonun alıcı adresine ulaştırılması kargo şirketinin en temel borçlarındandır. Dolayısıyla göndericiden teslim alınan kargonun alıcı adresine ulaştırılmaması ve kaybedilmesi sözleşmeye aykırı olmakla birlikte bu durum, kargo şirketinin kargonun teslim edilmemesi sebebiyle uğranılan zararlara ilişkin tazminat sorumluluğunun doğmasına sebep olacaktır.
Teslim edilmeyen kargonun kaybolduğunu nasıl ileri sürülür? Bu sorunun yanıtı Türk Ticaret Kanununun md. 874/1 hükmünde öngörülmüştür. Buna göre, Türkiye içi yapılacak taşımalarda taşıma süresini izleyen 21 gün içinde; yurtdışı taşımalarında taşıma süresini izleyen 30 gün içinde alıcıya teslim edilmeyen kargoların zayi olduğu karine olarak kabul edilmektedir.
Kayıp Kargoda Hangi Zararlar Tazminat Olarak İstenebilir?
- Kargoya verilen eşyanın değeri: Gönderici, eşyayı kargo şirketine teslim ederken eşyanın içeriği ve değerine ilişkin beyanda bulunmuş ve bu beyan yazılı olarak kayıt altına alınmış ise, beyan edilen değer tazminat olarak istenebilir. Ancak kargo içerisindeki eşyanın içeriği ve değeri taşıyıcıya bildirilmemiş ise, kargo içeriği gönderici tarafından ispatlanmak koşuluyla tazminat değeri, eşyanın kargo şirketi tarafından teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır. Türk Ticaret Kanunu md. 880/3 hükmü uyarınca eşyanın değeri piyasa fiyatına göre hesaplanacaktır.
Eğer eşyanın piyasada emsal değeri hakkında bilgi yoksa, örneğin Türkiye’de emsali olmayan bir bilgisayar veya oyun konsolu, o halde aynı tür ve nitelikteki malların cari değeri dikkate alınarak bir hesaplama yapılacaktır.
Kargo içerisindeki eşya, e-ticaret yoluyla satılmış ve satıcı tarafından alıcıya ulaştırılmak üzere kargoya verildikten sonra kaybolmuş ise, yani kargo şirketine teslim edilmeden hemen önce satılmışsa, gönderici satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılacak ve tazminata esas alınacaktır.
Kargo içeriği ve değerinin gönderici tarafından ispatlanamadığı hallerde ise tazminat, Türk Ticaret Kanunu md. 882 uyarınca kargonun net olmayan ağırlığının her bir kg için 8,33 çekme hakkı üzerinden hesaplanacaktır. Özel çekme hakkı, eşyanın kargo şirketine teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki T.C. Merkez Bankasınca belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilecektir.
2. Taşıma ücreti ve diğer giderler: Gönderici kargo ücretini peşin olarak ödemişse, yani kargo alıcı ödemeli gönderilmemiş ise, kargonun kaybolması dolayısıyla sorumlu olan kargo şirketi, aldığı kargo ücretini geri ödemekle yükümlüdür. Bundan başka taşıma ile ilgili vergileri, resimleri ve taşıma işi nedeniyle doğan diğer giderleri de karşılamak zorundadır.
3. Manevi Tazminat: Uygulamada sıklıkla kayıp kargo nedeniyle talep edilen manevi tazminat taleplerinin mahkemelerce reddedildiği görülmektedir. Zira her kaybolan kargonun kişileri manevi zarara uğratacağı söylenemez. Türk Ticaret Kanununda kargodan kaynaklı uyuşmazlıklarda manevi tazminat açıkça düzenlenmemiştir.
Gönderici ile kargo şirketi arasındaki ilişki, esas olarak sözleşmeden doğmaktadır, dolayısıyla kargonun kaybına sebebiyet veren kargo şirketinin genel anlamda borca aykırı davranışından söz edilecek ve Türk Borçlar Kanunu md. 112 vd. hükümlerine göre değerlendirme yapılacaktır. Borca aykırı davranıştan söz edilebilmesi için,
- Taraflar arasında geçerli bir sözleşme bulunmalı,
- Borca aykırı bir davranışta bulunulmalı,
- Bu davranış sebebiyle bir zarar meydana gelmeli,
- Borca aykırı davranan kişi bu davranışında kusurlu olmalı,
- Borca aykırı davranış ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağı bulunmalıdır.
Türk Borçlar Kanununda da borca aykırı davranış sebebiyle ödenecek manevi tazminat hususu açıkça düzenlenmemiş olmakla birlikte, yerleşik Yargıtay içtihatları ve doktrinde Türk Borçlar Kanunu md. 56 ve 58 hükümlerinin somut olayın özelliğine göre uygulanabileceğini kabul etmektedir.
Yukarıdaki genel açıklamalar doğrultusunda kayıp kargo nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için sayılan genel şartlara ek olarak TBK md. 58 uyarınca göndericinin kişilik haklarının zarara uğraması gerektiği söylenebilir.
Kayıp Kargo İçin Ne Zamana Kadar Dava Açılabilir?
Taşıma sözleşmesinden doğan zararların tazmininde zamanaşımı Türk Ticaret Kanunu md. 855 hükmünde düzenlenmiştir. Kargo şirketinin kargoyu taşıma sırasında kaybetmesi dolayısıyla açılacak davalarda zamanaşımı süresi 1 yıldır. Kayıp kargolarda zamanaşımı süresinin başlangıcı eşyanın teslim edilmesi gereken tarihtir.
Belirtmek gerekir ki, kargo şirketinin kargonun kaybolmasında kastından veya pervasızca bir davranışıyla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinden veya ihmalinden söz edilebiliyor ise, o halde zamanaşımı süresi 1 yıl değil; 3 yıldır.
Kargonun taşıma sırasında kaybolması genellikle bir hırsızlık olayı, kargo aracının kaza yapması sonucu eşyanın kaybolması, kargonun alıcıya değil de başkasına teslimi vs. gibi durumlarda karşımıza çıkmaktadır. Bu olayların meydana gelmesi ve kargonun kaybolmasında kargo şirketinin kusur derecesi tazminatın belirlenmesi ve zamanaşımı gibi hususlarda önem arz ettiğinden mahkemece ayrıca değerlendirilmektedir.
Kayıp Kargo İçin Suç Duyurusu
Eşyanın gönderici tarafından alıcısına teslim edilmek üzere kargo şirketine teslim edilmesi ile eşyanın zilyetliği rızaen kargo çalışanına devredilmiş olmaktadır. Eşyayı taşımak üzere teslim alan kargo çalışanlarının eşya üzerinde devir sebebi ve zilyetliği devredenin iradesi dışında tasarrufta bulunması güveni kötüye kullanma suçunu oluşturur.
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Tüm bu yasal şartların gerçekleşmesi halinde ilgililer hakkında Türk Ceza Kanunu md. 155 hükmünde öngörülen güveni kötüye kullanma suçu dolayısıyla ihbarda bulunulabilir.
Kargonun kaybolması durumunda göndericinin yasal hakları ve başvurulabilecek yollara ilişkin genel açıklamaların ardından belirtmek gerekir ki, her olay kendine özgü olduğundan tazminat ve diğer yasal hakların belirlenmesi ve yasal başvuru yolları duruma göre farklılık arz etmektedir. Kayıp kargo nedeniyle kargo şirketine karşı yasal yollara başvurmadan önce herhangi bir hak kaybına uğramamak adına uzman bir avukattan hukuki destek alınması zaruridir. Daha detaylı bilgi almak için İletişim
YARGITAY KARARLARI
–Kayıp Kargo Nedeniyle Ödenecek Tazminatın Belirlenmesi-
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/767 E., 2021/1730 sayılı kararı;
“…Uyuşmazlığın kaybolan emtianın ne olduğu, bedelinin ne şekilde tespit edileceği hususunda olduğu, davacının sunduğu belgelerin dava konusu kargo içeriğinin ve bedelinin davalı tarafından bilindiğini gösterir nitelikte olmadığı, kargo ambar teslim fişinde, davacı tarafça kargo içeriğinin değerinin belirtilmediği, davacının eşyanın kıymetli eşya olduğunu beyan ederek buna göre taşıma ücreti ödemesi gerektiği, bu bildirimleri yapmaksızın, bu kıymet üzerinden talepte bulunmasının yerinde olmadığı gibi Mahkemece davalının kabulü olmadığı halde kabulü varmış gibi davacının iddiası üzerinde durarak saatin gerçek değeri üzerinden hüküm kurması hatalı olmuştur. Oysa, TTK’nın 875-882 maddeleri gereğince özel çekme hakkı üzerinden Merkez Bankasının o tarih itibarıyla belirlediği TL karşılığı üzerinden tazminat miktarının belirlenmesi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken davacının neye göre ne miktar taşıma ücreti ödediği, taşıyıcı firmaya taşımaya konu eşyanın değerli eşya olup olmadığını beyan edip etmediği, buna göre nakliye ücreti ödeyip ödemediği araştırılarak,eğer değerli eşya bildirimi yapılmamışsa; TTK’nun 875-882.maddeleri gereği hesaplama yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir…”
-Kargonun Kaybına Açıklama Getirilememesi
-Kargo Şirketinin Kusurunun Belirlenmesi
– Sorumluluk Sınırı
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/4491 E., 2020/2982 sayılı kararı;
“…Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, eşyanın varış yerine ulaşmadan kaybolmasına davalının sebebiyet verdiği, davalının zarara ilişkin hiçbir açıklama getirmediği ve ağır kusurlu olduğu, taşıyıcının sorumluluğunun sınırlandırılmasının söz konusu olmadığı, dava konusu malzemenin bilirkişi marifetiyle tespit edilen ikinci el piyasa değeri üzerinden maddi tazminat isteminin kısmen kabulü gerektiği, kargoya verilen eşyaların kaybedilmiş olmasının TBK 58. maddesi anlamında kişilik haklarının ihlali olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 2.500.- TL zayi olan ürün bedeli, 24,87 TL taşıma bedeli olmak üzere toplam 2.524,87 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, manevi tazminata ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir…”
-Kargo Şirketinin Kast veya Pervasızca Hareket Ettiğinin İspatı
–Kayıp Kargo Nedeniyle Manevi Tazminat İstenebilmesinin Şartları
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/2501 E., 2015/7524 sayılı kararı;
“…dava taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut olaya uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’ nın 882. maddesi uyarınca taşıyıcının taşıma sözleşmesinden kaynaklanan sorumluluğu, kaybolan gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.
Davacı, zarara davalının kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiğini de iddia ve ispat etmemiştir. Mahkemece, isabetli olarak davalının davacının gerçek zararından sorumlu olduğu belirtilmişse de gerçek zararı miktarı yukarıda açıklandığı gibi kaybolan gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutarı ile sınırlıdır.
Bu itibarla mahkemece davalı taşıyıcının 6102 sayılı TTK’nın 882. maddesi uyarınca sorumlu olduğu üst sınırı belirlenerek, gerçek zarar miktarı bu miktarın altında ise gerçek zarar miktarına, üstünde ise anılan Yasa maddesi uyarınca belirlenen miktara hükmetmek gerekirken bu yönde bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan, mahkemece davacının bagajının kaybolması nedeniyle kişisel yararlarının haleldar olduğu gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmişse de, TBK’nın 58. (BK’nın 49.) maddesi uyarınca şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir. Şahsiyet haklarına saldırıda manevi tazminat istenebilmesi için TBK’nın 58. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır. (Bkz. Prof Dr. Safa Reisoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, yirminci baskı, S.202-208)
Somut olayda, davalı tarafça gönderinin teslim edilmemesinin MK’nın 24 ve TBK’nın 58. maddeleri anlamında kişilik haklarının ihlali olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır. Bu itibarla, TBK’nın 58 maddesinde öngörülen manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gözetilmeksizin, davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir…”
-Kargo Şirketinin Kargonun Kaybına Açıklama Getirememesinin Kast veya Pervasızca Davranışla Hareket Ettiğini Göstermesi
-Kargo Şirketinin Kast veya Pervasızca Hareket Etmesi Nedeniyle Sorumluluk Sınırından İstisna Tutulacağı
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/7146 E., 2018/647 sayılı kararı;
“…6102 sayılı …’nin 886. maddesinde “Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879. maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz. hükmünün düzenlenmiş bulunmasına, davalının dava konusu kargonun kaybına ilişkin bir açıklama getirememesinin 6102 sayılı …’nin 886. maddesi gereğince taşıyıcının sınırlı sorumluluğunun istisnasını oluşturmasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA…”
ESKİŞEHİR AVUKAT CANSU ÖNÇLER UYANIK