Uyuşturucu madde kullanma suçu TCK madde 191’de şu şekilde düzenlenmiştir: “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Görüldüğü üzere suçun temel halinin cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır.
Uyuşturucu Kullanma Suçu Madde Düzenlemesi
Madde başlığı “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” şeklindedir.
TCK madde 191 tam metni şu şekildedir:
- Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır. Erteleme kararı kolluk birimlerine de bildirilir.
- Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre denetimli serbestlik müdürlüğünün teklifi üzerine veya resen Cumhuriyet savcısının kararı ile altışar aylık sürelerle en fazla iki yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir. Cumhuriyet savcısı, erteleme süresi zarfında uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığını tespit etmek için yılda en az iki defa şüphelinin ilgili kuruma sevkine karar verir.
- Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,
hâlinde, hakkında kamu davası açılır.
- Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.
- Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.
- Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.
- Bu Kanunun;
a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,
b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma,
suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.
- Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır.
- Birinci fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Uyuşturucu Kullanma Suçunda Kamu Davası Açılmasının Ertelenmesi
Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu madde 171’de sayılan şartlar aranmaksızın 5 yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.
Erteleme zarfında şüpheli hakkında en az 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre denetimli serbestlik müdürlüğünün teklifi üzerine veya cumhuriyet savcısı tarafından re’sen 6’şar aylık sürelerle en fazla 2 yıl daha uzatılabilir.
Denetim ve Erteleme Süresinin İhlali
Erteleme süresi içerisinde, kendisine yüklenen yükümlülüklere ve uygulanana tedavinin gereklerine uygun davranmayan, kullanmak için uyuşturucu madde satın alan, bulunduran veya kabul eden veya uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında kamu davası açılır.
Denetim süresi zarfında kişinin tekrar kullanmak için uyuşturucu madde satın alması, bulundurması, kabul etmesi veya kullanması durumunda bu fiiller sebebiyle kişi hakkında ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapılmaz.
Uyuşturucu Kullanma Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı
Türk Ceza Kanunu 188. maddesinde zikredilen “uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu” veya yine Türk Ceza Kanunu 190. maddesinde zikredilen “uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımını kolaylaştırma suçu” dolayısıyla yürütülen bir kovuşturma esnasında fiilin TCK m. 191’de düzenlenen uyuşturucu kullanma suçu kapsamına girdiğinin anlaşılması durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.
Uyuşturucu Kullanma Suçu Nitelikli Hali
Uyuşturucu madde bulundurma, kabul etme, satın alma veya kullanma fiillerinin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Uyuşturucu Kullanma Suçu Madde Gerekçesi
Madde metninde, izlenen suç politikası gereği olarak, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak değil, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak fiilleri suç olarak tanımlanmıştır. Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, aslında tedavi ve terapiye ihtiyaç duyan bir kişidir. Bu nedenle, maddenin ikinci fıkrasında, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulması gerektiği kabul edilmiştir.
Üçüncü fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında uygulanacak tedavi ve denetimli serbesti tedbirine ilişkin düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme yeterli açıklıkta yapıldığı için, ayrıca izaha gerek görülmemiştir. Dördüncü fıkrada, bu denetimli serbestlik tedbirinin süresi belirlenmiştir.
Maddenin beşinci fıkrasına göre; uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak dolayısıyla değil ve fakat, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak dolayısıyla cezaya hükmedilecektir. Ancak, bu nedenle hükmolunan cezanın infazına sınırlama getirilmiştir. Buna göre, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde, hükmolunan ceza infaz edilmez. Buna karşılık, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmayan kişi ile ilgili olarak hükmolunan ceza infaz edilecektir. Aşağıda etkin pişmanlık maddesinde düzenlendiği gibi, etkin pişmanlıktan yararlanan kullanıcı hakkında belli koşulların varlığı hâlinde cezaya hükmedilmeyecektir. Ancak, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine aykırı davranan kişi hakkında, etkin pişmanlıktan yararlanmış olsa bile, davaya devam olunarak cezaya hükmedilecek ve bu ceza infaz edilecektir.
Emsal Yargıtay Kararları
YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 1998/1689 Karar Numarası: 1998/2441 Karar Tarihi: 16.03.1998
UYUŞTURUCU KULLANMA İKRARI
SUÇUN ORTAYA ÇIKMASINI SAĞLAMAK
KULLANMAK AMACIYLA UYUŞTURUCU MADDE BULUNDURMAK
Ticari amaçla ve kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmaktan sanık Alaettin ‘in yapılan yargılanması sonunda; kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak suçundan eylemine uyan TCK nun 404/2 405/2 ve 59 maddeleri gereğince 5 ay hapis cezasıyla hükümlülüğüne, ticari amaçla uyuşturucu madde bulundurmak suçundan ise eylemine uyan TCK nun 403/5-6 ve 59 maddeleri gereğince 6 yıl 8 ay ağır hapis ve 25.083.333 lira ağır para cezasıyla hükümlülüğüne ve hakkında TCK nun 31, 33 ve 40 maddelerinin uygulanmasına, müebbeten kamu görevlerinden yasaklanmasına, emanette kayıtlı suç eşyasının TCK.nun 36 maddesi gereğince zoralımına, dair İSTANBUL 2. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 22.10.1997 gün ve 1997/215 esas 1997/723 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık ve vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığının bozma isteyen 17.02.1998 tarihli tebliğnamesiyle daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü: Aynı neviden tekerrüre esas geçmiş hükümlülüğü bulunan sanık hakkında TCK.nun 81/2 maddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamış. Kriminal polis labaratuarı müdürlüğünün uzman kimyager tarafından düzenlenen 17.04.1997 tarihli raparonda sanıkta ele geçen 301 gram maddenin eroin olduğunun belirlendiği ve sanık hakkında bu miktar üzerinden ağır para cezası tayin edildiğinin anlaşılmasına göre teblinamedeki 2. nolu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. 1- Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde tartışılan delillere mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle sanık hakkında ticari amaçla uyuşturucu madde bulundurmak suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 2- Kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak suçundan kurulan hükme yönelik temyiz inceleme istemine gelince; Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; Ancak: Hakkında kurulan hüküm temyiz edilmeyerek kesinleşen Orhan’ın üzerinde ele geçen uyuşturucu maddeyi temin ettiğinin öğrenilmesi üzerine adı geçenin beyanı üzerine yakalanan sanığın görevlilerin bilgisi olmadığı aşamada ayrıca eroin kullandığını belirterek bu suçunun ortaya çıkmasını kendi ikrarı ile sağladığı gibi savunmasında daha az ceza almaya yönelik bulunduğu gözetilmeden hakkında TCK.nun 405/1. maddesinin uygulanması yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Yasaya aykırı, sanık ve vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 16.03.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2009/12978 Karar Numarası: 2013/987 Karar Tarihi: 29.01.2013
KULLANMAK İÇİN UYUŞTURUCU MADDE BULUNDURMA VEYA KULLANMA SUÇU
ÖZETİ: Uyuşturucu maddeyi kullanma dışında bir amaç için bulundurduğuna ilişkin, kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, sanığın eyleminin bir bütün halinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı biçimde uyuşturucu madde ticareti yapma ve kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı ayrı hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Dosya incelendi.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın annesi olan ve hakkında beraat kararı verilen sanık S.’nın şalvarının altındaki poşetten ve yeleğinin cebinden 73,2 gram esrar elde edilebilecek miktarda kenevir bitkisinin ele geçirildiği, uyuşturucu maddeyi kullanmak amacıyla bulundurduğu yönündeki savunmasının aksine, uyuşturucu maddeyi kullanma dışında bir amaç için bulundurduğuna ilişkin, kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, sanığın eyleminin bir bütün halinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı biçimde uyuşturucu madde ticareti yapma ve kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı ayrı hüküm kurulması,
Sonuç: Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.01.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas Numarası: 2003/3648 Karar Numarası: 2003/19512 Karar Tarihi: 30.09.2003
UYUŞTURUCU KULLANMA İKRARI
İÇMEK İÇİN UYUŞTURUCU BULUNDURMAK
UYUŞTURUCU SUÇLARINDA İNDİRİMDEN YARARLANABİLME
SUÇUN ORTAYA ÇIKMASINA YARDIM ETMEK
Kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık Aydın’ın yapılan yargılanması sonunda; Hükümlülüğüne ilişkin SİVEREK Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 25.03.2003 gün ve 2002/114 esas, 2003/43 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık vekili tarafından istenmiş olduğundan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bozma isteyen tebliğnamesi ile 3.06.2003 tarihinde Daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü: Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde tartışılan delillere ve dosya içeriğine uygun gerekçeye göre; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak: 1- Hakkında verilen beraat hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşen kayınpederi sanık Fikret’in ahırında esrar bulunduğu yönündeki ihbar üzerine güvenlik güçlerince sözü edilen yerde yapılan arama sonucundan ele geçirilen suça konu uyuşturucu maddenin, kendisine ait olduğunu kabul eden sanığın, kayınvalidesi tanık Hamide’nin aşamalardaki çelişkili ifadeleri dışında hakkında herhangi bir delil bulunmadığı halde, yargılama aşamasında ikrarı ile kendi suçunun etraflıca ortaya çıkmasını sağladığı anlaşılmakla; sanık hakkında TCK.nın 405/2. maddesi uygulanması gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şeklide hüküm tesisi; 2- Hükümden sonra 10.02.2003 gün ve 25020 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4806 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile değişik TCK. nın 30/2. maddesi nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmak suretiyle para cezasının tespitinde yasal zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirdiğinden, sanık vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 30/09/2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
ESKİŞEHİR AVUKAT CANSU ÖNÇLER UYANIK