Adalet Mülkün Temelidir. Adaletsiz Güç Zalim, Güçsüz Adalet Acizdir. Adaletin Işığında, Hukukun Güvencesiyle! Avukatlar Tarih Boyu Köle Kullanmadılar, Ama Efendileri de Olmadı. Gerçekçi ol, imkansızı iste! İyi Olmak Kolaydır, Zor Olan Adil Olmaktır. Mutlak Hak, Mutlak Haksızlıktır.

KARGONUN EKSİK TESLİM EDİLMESİ

Eskişehir avukat kargonun eksik teslim edilmesi

Sipariş edilen ya da gönderilen bir eşyanın kargo şirketi tarafından alıcıya eksik teslim edilmesi, en yaygın kargo uyuşmazlıklarından birini oluşturmaktadır. Bu yazıda, kargonun eksik teslim edilmesi durumunda kargo şirketinin kusurunun doğru tespiti ve zarar tazmini için gönderici ve alıcının dikkat etmesi gereken önemli noktalara değineceğiz.

Eşyanın Kargo Şirketine Teslimi Sırasında Göndericinin Dikkat Etmesi Gereken Hususlar:

  1. Gönderici, kargo içeriğinin taşıma senedine doğru ve eksiksiz şekilde yazıldığını kontrol etmelidir. Nitekim 6102 sayılı TTK md. 858/1 uyarınca taşıma senedi, taşıma sözleşmesinin yapıldığına, içeriğine ve eşyanın taşıyıcı tarafından teslim alındığına kanıt oluşturur. Özellikle e-ticaret yoluyla müşterilerine ürün gönderen satıcı şirketlerin gönderdikleri ürüne ilişkin sevk irsaliyesi düzenlemesi (TTK md. 860 yasal zorunluluk gereği) ve taşıma senedine bu sevk irsaliyesi numarasını yazdırması, ileride çıkabilecek herhangi bir kargo uyuşmazlığında kargo içeriğinin ispatı bakımından elzemdir.
  2. Gönderilen eşyanın ağırlığı/desisi ve adedi, taşıma senedine mutlaka doğru şekilde yazılmalıdır. Özellikle eksik teslim iddiası ile yargı önüne gelen ve kargo içeriğinin taşıma senedine yazılmadığı hallerdeki uyuşmazlıklarda kargo içeriğinin ispatı için taşıma senedinde belirtilen ağırlık/desi ve kargo adedi yol gösterici olmaktadır (TTK 857/1-h,i).

Göndericinin yukarıda belirtilen hususlara uyması, olası bir uyuşmazlıkta hem kendi kusursuz sorumluluğunun doğmasını engellemekte, hem de zararın tam ve doğru şekilde tazmini bakımından katkı sağlamaktadır.

Göndericinin Sorumlu Olduğu Haller;

Kargo şirketi, kargonun eksik teslim edilmesi sebebiyle alıcı veya üçüncü işinin zararını tazmin etmek zorunda kalmış ise gönderici;

  • Taşıma senedine yazılan bilgilerdeki gerçeğe aykırılıklar ile yanlışlık ve eksikliklerden,
  • TTK md. 860/1 fıkrasında belirtilen sevk irsaliyesi gibi refakat belgelerindeki ve bilgilerdeki eksikliklerden, gerçeğe aykırılıklardan, belge ve bilgilerin yokluğundan kaynaklanan, taşıyıcının kargo şirketinin tazmin ettiği zarar nedeniyle uğradığı zararları ile giderlerini tazminle yükümlüdür.

Göndericinin tüketici olup olmaması, sorumluluk türünün belirlenmesi bakımından önemlidir. TTK md. 864 uyarınca kural olarak gönderici yukarıda belirtilen hallerde kusursuz sorumlu olmakla birlikte, göndericinin tüketici olması halinde kargo şirketine karşı ancak kusuru hâlinde ve birinci ile ikinci fıkra hükümlerine göre, zarar ve giderleri tazminle yükümlü tutulur.

Son olarak belirtmek gerekir ki zararın veya giderlerin doğmasında taşıyıcının davranışlarının da etkisi olmuşsa, tazmin yükümlülüğü ile ödenecek tazminatın kapsamının belirlenmesinde, bu davranışların ne ölçüde etkili oldukları da dikkate alınır.

Eşyanın Teslim Alınmasından Teslim Edilmesine Kadarki Süreçte Kargo Şirketinin Dikkat Etmesi Gereken Hususlar:

Kargo şirketi, taşıma sözleşmesi uyarınca eşyayı alıcı adresine götürme ve orada alıcıya teslim etme borcu altına girer. TTK md. 875 uyarınca eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Meğer ki zararın oluşmasına, gönderenin veya alıcının bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olsun.

Yukarıda detaylı olarak bahsedildiği üzere göndericinin kusursuz sorumlu olduğu haller dışında kargo şirketi, kargonun eksik teslim edilmesinden, yani aslında kargonun kısmi kaybından sorumlu olacaktır. Kargo şirketinin kusuru ile sebep olduğu zararın doğru tespiti ve kargo şirketinin yüksek tazminatlar ile muhatap olmaması için taşıma senedine taşımak üzere teslim aldığı eşyaya ilişkin ağırlık/desi, adet gibi bilgilerin doğru ve eksiksiz girilmesi önemlidir.

Eşyanın Teslim Alınmasında Alıcının Dikkat Etmesi Gereken Hususlar:

Kargo şirketinden kargoyu teslim alırken alıcının eşyayı kontrol etmesi çok önemlidir. Nitekim taşınan eşyaya ilişkin herhangi bir hasar, ziya veya eksiklik olduğu takdirde kargo görevlisi ile birlikte durumun tutanak altına alınması ileriki aşamada zarar görene tazminat talebinde ispat kolaylığı sağlayacaktır.

6102 sayılı TTK md. 871/1 uyarınca kargo zayi olmuş, eksik teslim edilmiş veya hasara uğramış yahut geç teslim edilmişse, gönderilen, gönderenin taşıma sözleşmesinden doğan istem haklarını taşıyıcıya karşı ileri sürebilir.

Kargonun eksik teslim edilmesi halinde alıcının bu duruma ilişkin bildirimi kargo şirketine zamanında yapması hak kaybına uğranılmasını önleyecektir. TTK md. 889 gereğince;

  • Eşyanın eksik olduğu kargo paketini açmadan da açıkça görülüyorsa, alıcı en geç teslim anına kadar bu durumu bildirmezse, eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği varsayılır. Bildirimde, eksikliğin gerekli açıklıkla belirtilmesi ve nitelendirilmesi şarttır. Teslim sırasında yapılan eksiklik bildiriminin yazılılık şartı olmayıp, kargo görevlisine bildirimde bulunulması yeterli olmakla birlikte, ispat kolaylığı açısından durumun tutanak altına alınması faydalı olacaktır.
  • Eşyanın eksik olduğu kargo paketini açmadan açıkça görünmemesi halinde bildirimin eşyanın tesliminden sonra yedi gün içinde yapılmaması hâlinde de yine eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği varsayılır. Ancak belirtmek gerekir ki teslimden sonra yapılacak bildirimlerin yazılı olması şarttır. Bildirim, telekomünikasyon araçları yardımıyla da yapılabilir. Bildirimde bulunanın kim olduğu herhangi bir şekilde anlaşılıyorsa, imzaya gerek yoktur. Sürenin korunması için bildirimin zamanında gönderilmiş olması yeterlidir.

Kargonun Eksik Tesliminde Zararın Tespiti

Kargonun alıcıya eksik teslim edilmesi durumunda gönderici veya alıcının, yani zarara uğrayanın talep edebileceği zarar kalemleri şunlardır:

  1. Kargoya verilen ve kaybolan eşyanın değeri: Gönderici, eşyayı kargo şirketine teslim ederken eşyanın içeriği ve değerine ilişkin beyanda bulunmuş ve bu beyan yazılı olarak kayıt altına alınmış ise, beyan edilen değer tazminat olarak istenebilir. Ancak kargo içerisindeki eşyanın içeriği ve değeri taşıyıcıya bildirilmemiş ise, kargo içeriği gönderici tarafından ispatlanmak koşuluyla tazminat değeri, eşyanın kargo şirketi tarafından teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır.  Türk Ticaret Kanunu md. 880/3 hükmü uyarınca eşyanın değeri piyasa fiyatına göre hesaplanacaktır.

Eğer eşyanın piyasada emsal değeri hakkında bilgi yoksa, örneğin Türkiye’de emsali olmayan bir bilgisayar veya oyun konsolu, o halde aynı tür ve nitelikteki malların cari değeri dikkate alınarak bir hesaplama yapılacaktır.

Kargo içerisindeki eşya, e-ticaret yoluyla satılmış ve satıcı tarafından alıcıya ulaştırılmak üzere kargoya verildikten sonra kaybolmuş ise, yani kargo şirketine teslim edilmeden hemen önce satılmışsa, gönderici satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılacak ve tazminata esas alınacaktır.

Kargoda kaybolan eşyanın içeriği ve değerinin gönderici tarafından ispatlanamadığı hallerde ise tazminat, Türk Ticaret Kanunu md. 882 uyarınca kargonun net olmayan ağırlığının her bir kg için 8,33 çekme hakkı üzerinden hesaplanacaktır. Özel çekme hakkı, eşyanın kargo şirketine teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki T.C. Merkez Bankasınca belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilecektir.

2. Taşıma ücreti ve diğer giderler: Gönderici kargo ücretini peşin olarak ödemişse, yani kargo alıcı ödemeli gönderilmemiş ise, eşyanın bir kısmının kaybolması dolayısıyla sorumlu olan kargo şirketi, aldığı kargo ücretini kusuru oranında geri ödemekle yükümlüdür. Bundan başka taşıma ile ilgili vergileri, resimleri ve taşıma işi nedeniyle doğan diğer giderleri de karşılamak zorundadır.

3. Manevi Tazminat:  Uygulamada sıklıkla kayıp kargo nedeniyle talep edilen manevi tazminat taleplerinin mahkemelerce reddedildiği görülmektedir. Zira her kaybolan kargonun kişileri manevi zarara uğratacağı söylenemez. Türk Ticaret Kanununda kargodan kaynaklı uyuşmazlıklarda manevi tazminat açıkça düzenlenmemiştir.

Gönderici ile kargo şirketi arasındaki ilişki, esas olarak sözleşmeden doğmaktadır, dolayısıyla kargonun kaybına sebebiyet veren kargo şirketinin genel anlamda borca aykırı davranışından söz edilecek ve Türk Borçlar Kanunu md. 112 vd. hükümlerine göre değerlendirme yapılacaktır. Borca aykırı davranıştan söz edilebilmesi için,

  • Taraflar arasında geçerli bir sözleşme bulunmalı,
  • Borca aykırı bir davranışta bulunulmalı,
  • Bu davranış sebebiyle bir zarar meydana gelmeli,
  • Borca aykırı davranan kişi bu davranışında kusurlu olmalı,
  • Borca aykırı davranış ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağı bulunmalıdır.

Türk Borçlar Kanununda da borca aykırı davranış sebebiyle ödenecek manevi tazminat hususu açıkça düzenlenmemiş olmakla birlikte, yerleşik Yargıtay içtihatları ve doktrinde Türk Borçlar Kanunu md. 56 ve 58 hükümlerinin somut olayın özelliğine göre uygulanabileceğini kabul etmektedir.

Yukarıdaki genel açıklamalar doğrultusunda kayıp kargo nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için sayılan genel şartlara ek olarak TBK md. 58 uyarınca göndericinin kişilik haklarının zarara uğraması gerektiği söylenebilir.

Eksik Teslim Edilen Kargo İçin Ne Zamana Kadar Dava Açılabilir?

Taşıma sözleşmesinden doğan zararların tazmininde zamanaşımı Türk Ticaret Kanunu md. 855 hükmünde düzenlenmiştir. Kargo şirketinin kargoyu taşıma sırasında kaybetmesi dolayısıyla açılacak davalarda zamanaşımı süresi 1 yıldır. Eksik teslim edilen kargolarda, yukarıda belirtilen bildirim süreleri dışında zamanaşımı süresinin başlangıcı, eşyanın eksik teslim edildiği tarihtir.

Belirtmek gerekir ki, kargo şirketinin kargonun eksik teslim edilmesinde kastından veya pervasızca bir davranışıyla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinden veya ihmalinden söz edilebiliyor ise, o halde zamanaşımı süresi 1 yıl değil; 3 yıldır.

Kargonun bir kısmının taşıma sırasında kaybolması genellikle bir hırsızlık olayı, kargo aracının kaza yapması sonucu eşyanın kaybolması vs. gibi durumlarda karşımıza çıkmaktadır. Bu olayların meydana gelmesi ve kargonun kaybolmasında kargo şirketinin kusur derecesi tazminatın belirlenmesi ve zamanaşımı gibi hususlarda önem arz ettiğinden mahkemece ayrıca değerlendirilmektedir.

EMSAL KARARLAR

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2019/4478

Karar Numarası: 2020/2326

Karar Tarihi: 04.03.2020

Taraflar arasında görülen davada Batman 4. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 02/07/2019 tarih ve 2018/195-2019/290 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ayrı ayrı davalılar vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı, davalılardan D-Market Elektronik Hiz. Tic. A.Ş.’ye ait www.hepsiburada.com isimli alışveriş sitesinden aldığı 2 adet 100 gram, bir adet de 20 gram altından 100 gramının teslim edilmediğini ileri sürerek 100 gram altın bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı D-Market Elektronik Hiz. Tic. A.Ş vekili, davacı tarafından satın alınan toplam 220 gram altının tümünün davacıya gönderilmek üzere diğer davalıya verildiğini, davacının isteği ile ürünlerin arkadaşına teslim edildiğini, teslimat esnasında bir itirazın ileri sürülmediğini, kargo tesliminde bir eksikliğin olması halinde bunun kargo tutanağına işlenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı … Servisi A.Ş. vekili, müvekkiline kapalı ambalaj içinde teslim edilen kargoların içeriğinin denetlenmediğini, TTK’nın 889. maddesi uyarınca müvekkiline bir bildirimin yapılmadığını, TTK’nın 882. maddesinde taşımacının sorumluluğunun sınırlandırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalı satıcı firma kargonun içeriğini belirtildiği şekilde taşıyacak olan firmaya teslim edildiğini, diğer davalı olan kargo şirketinin ise içeriğini kargonun bilmediklerini kendilerine teslim edildiği haliyle davacı kargonun teslim edildiğini beyan ettikleri ancak davacı tarafından sunulan kargo bilgilerine ilişkin internet sorgulamasında kargo içeriğinin 24 ayar 100 gram altın ve 24 ayar 20 gram altın olarak tespit edildiği, bu haliyle 100 gram altının teslim edilmediği, taşıma irsaliyesinde ise 220 gr. altının taşındığının belirtildiği, davacının 7 gün içinde ve yazılı olarak taşıma şirketine mail atmak suretiyle başvuruda bulunduğu, davalıların toplam 220 gram altın teslim ettiklerini ispatlamaları gerektiği, davalıların birbirlerini doğrulamayan beyanlarda bulundukları, eksikliğin hangi davalıda olduğunun tespit edilemediği, ancak her iki davalının davacıya karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davalıların kendi aralarındaki sorumluluğun davacıya yansıtılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 9.247,56 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Kararı, davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı D Market Elek. Hiz. Tic. AŞ. vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davalı … AŞ. vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davacı ve diğer davalı tarafından sunulan teslimat belgesine göre, davalı … AŞ. tarafından 120 gr. altın taşındığı ve davacının belirttiği kişiye teslim edildiği anlaşılmaktadır. Davacı taraf, bu davalının diğer satıcı davalıdan daha fazla altını teslim aldığını ispat edemediği gibi davacı tarafça satıcı davalıya eksik teslimat nedeniyle gönderilen maile, davalı D Market AŞ. personelince, önce “şikayetin işleme alındığına” dair daha sonra ise “eksik ürünün adresinize gönderim süreci başlatılmıştır” şeklinde cevap verilmiştir. Bu maillerden davalı D Market AŞ. tarafından davalı … AŞ.’ye taşınmak üzere ürünün eksik teslim edildiği anlaşılmaktdır. Bu durumda, davalı … AŞ. bakımından açılan davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı … AŞ. yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı D Market Elek. Hiz. Tic. AŞ. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … AŞ. vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün davalı … AŞ. yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 473,77 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı Hepsi Burada.Com-Market Elektronik Hiz. ve Tic. A.Ş.’den alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden … A.Ş.’ye iadesine, 04/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2023/1714

Karar Numarası: 2024/58

Karar Tarihi: 08.01.2024

Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; halı ticareti ile uğraşan müvekkili ile davalı arasındaki taşımacılık sözleşmesi uyarınca, müvekkiline gelen halıların teslimi veya müvekkilinin sattığı halıların başka illerdeki halı ticareti ile uğraşan kişilere gönderilmesinin sağlandığını, ancak 16.09.2010 tarihli taşıma kargosuna konu halılardan bir kısmının ilgili yerlere teslim edilmediğini, teslim edilmeyen halılara ilişkin olarak davalıya bir çok kez müracaat edilip, 03.11.2010 tarihli yazı ile de davalı şirketin genel müdürlüğüne müracaat edilmesine rağmen olumlu bir sonuç alınamadığını, müvekkilinin halı sahiplerinin zararlarını karşılamak zorunda kaldığını, bu suretle müvekkilinin toplamda 170.000,00 TL zarara uğradığını, bu konuda kusuru ve sözleşmeye aykırı davranışı bulunan davalı şirketin zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL’nin müracaat tarihi olan 03.11.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davacı vekili, 14.05.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 160.000,00 TL artırarak toplam 170.000,00 TL’nin dava dilekçesindeki koşullarla davalıdan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, sevk irsaliyesinde teslim … kısmında müvekkili şirketin personelinin isim ve imzasının olmadığını, davacı tarafça sunulan imzanın müvekkili şirket personeline ait olmadığını, davacının müvekkili şirkette kaybolduğunu iddia ettiği 15 adet halının içeriği hakkında teslim sırasında herhangi bir beyanın yer almadığını, davacının dava konusu halıları müvekkili şirkete teslim ettiğini ispatlamak zorunda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Mahkemece Verilen İlk Karar

Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesince 05.06.2012 tarihli, ve 2010/292 E., 2012/125 K. sayılı kararında, dava konusu halıların davalı şirkete teslim edildiğinin kesin olarak kanıtlandığı ancak daha sonra kaybolduğu ve davacıya iade edilmediğinin anlaşıldığı, bilirkişi kurulu raporuyla davacının zararının tespit edildiği gerekçesiyle toplam 170.000,00 TL’nin davalı şirketten alınmasına, 10.000,00 TL’sine dava tarihinden, geri kalan 160.000,00 TL’sine ise ıslah tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesine karar verilmiş, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

B. Birinci Bozma Kararı

Dairemizin 20.03.2014 tarihli ve 2012/14409 E., 2014/5397 K. sayılı kararında davalı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilmiş, ancak davacının, davalının yetkili acentesine taşınmak üzere sevk irsaliyesi ile teslim ettiği ve sevk irsaliyesinde özellikleri belirtilen halıların bir kısmının alıcılarına teslim edilmediğinin, taşınması esnasında kaybolduğunun anlaşılması karşısında davacının kaybolan halılar nedeniyle uğradığı zararın davalı tarafından tazmini gerektiğinden öncelikle davacının söz konusu kayıp olayı nedeniyle uğradığı zararının tespit edilmesi gerektiği, davacı, kaybolan halılar nedeniyle halı sahiplerinin zararlarını ya halı vermek ya da nakit para ödemek suretiyle karşıladığını, bu şekilde toplamda 170.000,00 TL zarara uğradığını ileri sürmüş ise de bu zararı kanıtlayıcı yönde bilgi, belge ve makbuzları ortaya koymadığı gibi davadan önce el yazısı ile hazırlanarak davalıya verilen kayıp halıların değerleri de gösterilmek suretiyle hazırlanan listede, sonuçta kaybolan halılardan kaynaklanan zararın 84.300,00 TL olarak belirtildiği, bu durumda, davacının kaybolan halılar nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararını kanıtlamaya yönelik bilgi ve belgeleri sunması, sunduğu deliller değerlendirilerek uğradığı zararın tespit edilmesi ve buna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönde hiçbir inceleme yapılmaması doğru olmadığı gibi davacının zararını 84.300,00 TL olarak belirtmesine rağmen bilirkişiler tarafından hiçbir dayanağı olmadan belirlenen fiyat tablosuna göre hesaplanmış 180.440,00 TL esas alınarak davacının istemi olan 170.000,00 TL’ye hükmedilmesinin de doğru olmadığı gerekçesiyle karar davalı yararına bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesince 17.03.2015 tarihli ve 2014/229 E., 2015/102 K. sayılı kararında davacı tarafından talep edilen zararın kanıtlanması yönünde bilgi, belge ve makbuzların ortaya konulmadığı, ancak davadan önce davacı tarafından el yazısı ile hazırlanarak davalıya verilen kayıp halılardan kaynaklanan zararın 84.300,00 TL olarak belirlendiği, bu haliyle davacının kayıp olan halılar nedeniyle uğramış olduğu zararın 84.300,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 84.300,00 TL’nin 10.000,00 TL’sine dava tarihinden itibaren, 74.300,00 TL’sine ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

D. İkinci Bozma Kararı

Dairemizin 21.03.2016 tarihli ve 2015/7741 E., 2016/3058 K. sayılı kararıyla bozma ilamına uyulmasına rağmen, davacı tarafından talep edilen zararın kanıtlanması yönünde bilgi, belge ve makbuzların ortaya konulmadığı belirtilerek davacının dava öncesi davalıdan talep ettiği miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bozma içeriğine uygun, denetime elverişli bir bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bozma gereği yerine getirilmeden karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle karar taraflar yararına bozulmuştur.

E. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece, 20.02.2018 tarihli ve 2016/402 E., 2018/103 K. sayılı karar ile dava konusu kargo teslimi sırasında kaybolan halıların sevk irsaliyesindeki nitelikleri dikkate alındığında halıların toplam değerinin 45.300,00 TL olduğu gerekçesiyle davacının davasının ıslah dilekçesi de nazara alınarak kısmen kabulü ile 45.300,00 TL’nin davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine, karar altına alınan miktarın 10.000,00 TL’si yönünden dava tarihinden, geri kalan 35.300,00 TL yönünden ise ıslah tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesine karar verilmiş, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

F. Dairemiz Üçüncü Onama-Bozma Kararı

Dairemizin 20.05.2019 tarihli ve 2018/2591 E., 2019/3922 K. sayılı kararıyla yukarıda (E) bendinde yazılı karar onanmış, davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

Dairemizin 11.02.2021 tarihli ve 2019/3756 E., 2021/1108 K. sayılı kararında davalı vekilinin sair karar düzeltme sebepleri reddedilmiş ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşımaya konu sevk irsaliyesinde nitelikleri belirtilen tüm halıların rayiç bedelinin 45.300,00 TL olduğu belirtildiği, mahkemece de belirtilen bu bedele hükmedilmiş ise de, dava dilekçesinde sevk irsaliyesinde görülen ve nitelikleri belirtilen 6 adet halının ilgili fabrikalara tesliminin yapıldığı ancak, 15 adet halının teslim edilmeyerek davacının zarara uğratıldığının iddia edilmiş olması karşısında, talebi aşar şekilde, sevk irsaliyesinde nitelikleri belirtilen tüm halıların rayiç bedeline hükmedilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle 20.05.2019 tarihli onama ilamı kaldırılarak, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

G. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile teslimi yapılmayan 15 adet halının rayiç bedelinin bilirkişi marifetiyle hesaplandığı, halıların toplam değerinin 101.000,00 TL olduğu, davacının 14.05.2012 tarihli dilekçesiyle davasının 170.000,00 TL olarak ıslah ettiği ancak davalı yararına bozma kararı verildiği ve bu hususun usuli kazanılmış hak teşkil ettiği, davalı lehine oluşan müktesep hak gözetilerek karar verilmesi gerektiği, davalının aleyhine olacak şekilde hüküm kurulamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 101.000,00 TL’nin davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine, karar altına alınan miktarın 10.000,00 TL’si yönünden dava tarihinden bakiye 91.000,00 TL yönünden ıslah tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; karara dayanak oluşturan 21.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda kayıp olduğu ileri sürülen ürünlerin güncel değerlerinin hesaplandığını, ancak uyuşmazlık tarihinde yürürlükte olan mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (Mülga 6762 sayılı Kanun) 785 … maddesi uyarınca tazminat tutarının, eşyanın gönderilene teslim edileceği yerdeki değerine göre hesaplanması gerektiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 880 … maddesine göre de tazminat miktarının eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamanındaki değeri olması gerektiğini, davacının iddiasına göre, 2010 yılında metrekare fiyatı 7.650,00 TL’yi bulan 15 adet halıyı bir çuval içerisinde, binlerce kargonun yurt içi dağıtımını yapan bir firmaya, özensizce teslim etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının basiretli bir tacir gibi davranmamasından kaynaklanan zararından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, davacının, kargoya halıları teslimi sırasında içerik beyanında bulunmadığından mevcut durumun kötüye kullanmaya müsait olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalının taşınmasını üstlenerek teslim aldığı halıların bir kısmını taşıma esnasında kaybetmesi nedeniyle davacının uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427, 440 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

2.Dava, davalının taşınmasını üstlenerek teslim aldığı halıların bir kısmını taşıma esnasında kaybetmesi nedeniyle davacının uğradığı zararın tazmini istemine ilişkin olup, Dairemizin 11.02.2021 tarihli ve 2019/3756 E., 2021/1108 K. sayılı ilâmında, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşımaya konu sevk irsaliyesinde nitelikleri belirtilen tüm halıların rayiç bedelinin 45.300,00 TL olduğunun belirtildiği, Mahkemece de belirtilen bu bedele hükmedildiği ancak dava dilekçesinde, sevk irsaliyesinde görülen ve nitelikleri belirtilen 6 adet halının ilgili fabrikalara tesliminin yapıldığı, 15 adet halının teslim edilmeyerek davacının zarara uğratıldığının iddia edilmiş olması karşısında, talebi aşar şekilde, sevk irsaliyesinde nitelikleri belirtilen tüm halıların rayiç bedeline hükmedilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş, Mahkemece bozmaya uyularak tekrar bilirkişiden halıların rayiç değeri belirlenmek üzere ek rapor alınarak, 15 adet halı için tespit edilen rayiç bedele göre karar verilmiş ise de, Dairemizin 11.02.2021 tarihli bozma ilamına konu Mahkeme kararında tespit edilen bedelin, Mahkemenin 14.02.2017 tarihli celsesinde kurulan ara kararına göre, halıların dava tarihindeki değerine göre hesaplandığı anlaşılmaktadır.

3.Mahkemece, uyulan bozma ilamında işaret edildiği üzere, teslim edilmeyen 15 adet halının 06.12.02017 tarihli bilirkişi raporundaki bedeli esas alınarak, dava ve ıslah tarihlerine göre karar verilmesi gerekirken, bozma kararı sonrası tekrar 15 adet halının rayiç değeri tespit ettirilerek ve davalı lehine bozma ilamı ile oluşan müktesep hak dikkate alınmayarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 08.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2009/9747

Karar Numarası: 2011/2565

Karar Tarihi: 11.03.2011

Taraflar arasında görülen davada Şişli 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13.11.2008 tarih ve 2007/216-2008/1933 Sayılı karar ın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Mutlupınar Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin yurt genelindeki telefon ve kontör bayilerine kontör satım ve dağıtımı yapmakta olup, sözkonusu kontörleri bayilerine kargo şirketleri aracılığıyla gönderdiğini, müvekkilinin İzmir’de bulunan alıcısına teslim edilmek üzere davalının Topçular Şubesine teslim ettiği 250 adet Turkcell 100’lük kazı konuş kartının alıcısına teslim edilmediğini, alıcının bu sebeple müvekkiline ödeme yapmadığını, taşınmak üzere davalıya teslim edilen kargonun alıcısına ulaşmaması sebebiyle müvekkilinin zarara uğradığını, uğranılan zararın tazmini için davalılar aleyhine icra takibine geçildiğini ancak davalıların takibe hukuki bir dayanak olmaksızın ve kötüniyetli olarak itirazda bulunduklarını ileri sürerek, davalıların itirazlarının iptali ne, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı M. A.Ş. vekili, davacı tarafından içeriği taraflarına “kontör’ olarak beyan edilen 1 adet kargonun İzmir’e taşınmak üzere müvekkili şirkete teslim edildiğini, ancak kargonun içeriğinde kaç adet kontör kartı olduğu hususunun belirsiz olduğunu, göndericinin gönderdiği kargoya ilişkin tüm bilgileri eksiksiz olarak taşıyıcıya bildirmekle yükümlü bulunduğunu, taşıma senedinde emtianın değerine ilişkin bir bedelin gösterilmediğini, bu sebeple davacının tazminat isteminin haksız olduğunu savunarak , davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, kontör kartlarının T.T.K.nun 786/2 nci maddesinde ifadesini bulan kıymetli eşya niteliğini haiz olup, bu niteliği itibariyle kargonun içeriğinin davalı tarafa beyan edilmesinin anılan madde gereği bir zorunluluk teşkil ettiği, ancak davacının bu zorunluluğu yerine getirmediğinden tazminat isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı , davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, davalının taşınmasını üstlendiği kargonun alıcıya teslim edilmemesi sebebiyle uğranılan zararın tazmini amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında yurt içi kargo taşınmasına ilişkin bir akit bulunduğu, davacının davalıya taşınmak üzere teslim ettiği 1 adet kargonun alıcısına teslim edilmediği hususlarında bir çekişme olmadığı gibi davalı taraf yaptığı savunmada kendilerine kontör olarak beyan edilen kargonun İzmir’e taşınmak üzere teslim edildiğini, ancak kargonun içeriğinde kaç adet kontör kartı olduğu hususunun belirsiz olduğunu, göndericinin gönderdiği kargoya ilişkin tüm bilgileri eksiksiz olarak taşıyıcıya bildirmekle yükümlü bulunduğunu, taşıma senedinde emtianın değerine ilişkin bir bedelin gösterilmediğini, bu sebeple davacının tazminat isteminin haksız olduğunu belirtmiştir. Bu durumda, taşınan kargonun içeriğinin kontör olduğunun davalı tarafça da kabul edilmiş olup, uyuşmazlığın sadece taşınan kontörün miktarına, değerine ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır. Taşımaya konu gönderiye ilişkin olarak davalı tarafça tanzim edilen irsaliyeli faturada gönderinin içeriği ve değeri gösterilmemiş ise de bu faturada davacının taşınan gönderiye ilişkin olarak alıcı firmaya kestiği kontör satışına ilişkin faturanın numarasının kayıtlı bulunmasına ve davalının kargoda kontör olduğunun kendilerine beyan edildiği yönündeki kabulüne göre taşınan kargodaki kontörün değerinin belirlenmesi mümkün olduğundan davacının uğradığı zararın T.T.K.nun 785 inci maddesine göre tespit edilerek hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine, 11.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ        

2016/13432 E.  ,  2018/4576 K.

MAHKEMESİ      :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29.06.2016 tarih ve 2015/317-2016/351 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 22.420 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin bilgisayar, cep telefonu ve aksesuarları satışını yapan firma olduğunu, dava dışı … Elek. Teknik ve San. Ltd. Şti.’den almış olduğu 28 adet cep telefonunun davalının bağlantılı olduğu …Bilişim Hizmetleri ve Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından davalı taşımacı kanalı ile gönderildiğini, davalı taşımacının bu malzemeleri 05/05/2015 tarihli GL724006 barkod ile anılan malzemeleri önce İzmir’e gönderdiğini ve bunun yanlış olduğunu anlayınca anılan malzemeleri tekrar 07/05/2015 tarih ve HA 12198 barkod ile İstanbul’a geri getirdiğini, oradan tekrar 08/05/2015 tarihinde ve HA 44720 barkod ile kendilerine ulaştırıldığını, gelen kargonun ambalajı iş yerlerinde kamera gözetiminde açıldığını, 28 adet cep telefonu gelmesi gerekirken 10 adet cep telefonun eksik çıktığını, kargo paketinde yapılan inceleme sonucunda da ambalajın bozularak 10 adet cihazın alındığını tespit ettiklerini, cihazların ilk yüklemesinde barkodlu taşıma senedinde 10 desi ağırlığında olduğu görüldüğünü son barkodlu taşıma senedinde 10 desi ağırlığında olduğu görüldüğünü, son barkodlu taşıma senedinde 7 desi olarak teslim edildiğini, bu eksilmenin kayıp telefon cihazları olarak tespit edildiğini, bir cihazın fatura bedelinin 1.850,50 TL + KDV olduğunu, kayıp ve teslim edilmeyen 10 adet cihazın toplam karşılığı olan 21.160,00 TL olan değerinin davalı taşımacıdan yazılı ve sözlü talep ettiklerini ancak tazmin için herhangi bir çaba sarfedilmediğini, bu miktarın ve satışın gerçekleşmesi nedeni oluşan kâr mahrumiyetini davalıdan talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacı şirkete ait ticari emtianın davalı şirket tarafından taşınması işinin yapıldığı, ancak taşımaya konu 28 adet cep telefonundan 10 tanesinin taşıma sırasında kaybolduğu ve alıcı tarafa teslim edilemediği, bu durumun taşıma belge ve kayıtları ile dosya kapsamından anlaşıldığı, davalı taşımacının söz konusu kayıptan kötü işgörme kurallarına göre sorumluluğu bulunduğu ve sınırlı sorumsuzluk avantajlarından yararlanamayacağı, gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne 21.600,00 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.106,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 19.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

ESKİŞEHİR AVUKAT CANSU ÖNÇLER UYANIK

ShentaWp Ayar

Web sitemiz’de çerezler kullanıyoruz. Bu, web sitemizi kullandığınız sürece çerez politikamızı kabul ettiğiniz anlamına gelir.