Nişan hediyelerinin iadesi, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır.
Nişanlanma
Nişanlanma ve hükümleri, Türk Medeni Kanunu madde 118 vd. hükümlerinde öngörülmüştür.
“Madde 118- Nişanlanma, evlenme vaadiyle olur.
Nişanlanma, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça küçüğü veya kısıtlıyı bağlamaz.“
Madde metninden anlaşılacağı üzere nişanlanma, her iki tarafın karşılıklı ve evlenme yönündeki birbirine uygun irade beyanı açıklamasında bulunması ve bu niyetle hareket etmesi ile gerçekleşmiş olur. Nişanlanmanın hukuken geçerli olması için tören düzenlenmesi şart değildir.
Türk Medeni Kanunu md. 143/2 uyarınca resmi nikah gerçekleşmeden evlenmenin dini töreni yapılamaz. Dolayısıyla resmi nikah kıyılmadan önce imam nikahı kıyılması ve bu nedenle verilen mehir, nişan hediyesi olarak kabul edilebilir.
Nişanın Bozulması Nedeniyle Hediyelerin İadesi
Nişanlanma evlilik, ölüm, ayrılık veya başka herhangi bir nedenle sona erebilir. Nişanın evlenme dışında başka bir nedenle sona ermesi halinde, tarafların evlenecekleri inancı ile nişanlanma sebebiyle birbirlerine verdikleri bazı hediyelerin de geri verilmesi gerekmektedir. Evlilik vaadiyle kandırma durumunda da kandırılan taraf, verdiği hediyelerin iadesini bu kapsamda talep edebilir.
NOT: Nişanın bozulması nedeniyle maddi manevi tazminat davalarında kusur aranırken, nişan hediyelerinin iadesi için nişanın bozulmasında tarafların kusurlu olup olmadığı önemli değildir.
Türk Medeni Kanunu;
“Madde 122- Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir.
Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır.“
Madde metninden anlaşılacağı üzere, nişan hediyelerinin iadesi, yalnız tarafların değil; tarafların anne babasının veya anne baba gibi davrananların verdiği hediyeleri de kapsamaktadır. Örneğin nişanda damadın veya damadın aile büyüğü olan kişilerin taktığı (nişan yüzüğü dışında kalan) pırlanta yüzük, nişanda takılan altın gibi ziynetler, gerdanlık vs. çeyiz dışındaki hediyeler, iadesi gereken nişan hediyesi kapsamındadır. Ancak kültürümüzün gereği olarak verilen içerisinde genellikle havlu, baş örtüsü, lif, giyim eşyası bulunan gelin bohçası, damat bohçası alışılmış hediye kapsamında kaldığından, iadesi istenemez.
Alışılmışın dışında kalan ve iadesi gereken nişan hediyesinin aynen iadesi mümkün değilse, tazminat olarak hesaplanarak değerinin hediye eden tarafa iade edilmesi gerekmektedir. Örneğin, nişanda gelinin damada takmış olduğu baba yadigarı bir altın saatin, damatta iken kaybolması ve nişanın bozulması nedeniyle gelin tarafından geri istenmesi durumunda, saatin muadili satılıyorsa muadilinin; muadili yoksa değerinin tazminat hukuku kapsamında hesaplanarak geline iade edilmesi gerekmektedir.
Nişan hediyelerinin iadesi için açılan davada hangi nişan hediyelerinin verildiği ve iade edildiği kural olarak her türlü delille ispat edilebilir.
Nişan Hediyelerinin İadesi Ne Zamana Kadar İstenebilir?
Nişanın evlenme dışında herhangi bir nedenle sona ermesi durumunda, tarafların verdiği nişan hediyelerinin iadesi için nişanın sona ermesinden itibaren 1 yıl içerisinde karşı tarafa başvurması gerekir. Nitekim Türk Medeni Kanunun Zamanaşımı başlıklı 123. maddesi;
“Madde 123- Nişanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları, sona ermenin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.” şeklindedir.
Nişan Hediyelerinin İadesinde Görevli Yetkili Mahkeme
Nişan hediyelerinin iadesi için açılacak davalarda görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile mahkemesi bulunmayan yerde ise Asliye Hukuk Mahkemeleri Aile Mahkemesi sıfatıyla davaya bakmakla görevlidir.
Nişan hediyelerinin iadesi davasında açılacak davada yetkili mahkeme ise, davalının yerleşim yeri mahkemesidir.
Nişan Hediyelerinin İadesi Yargıtay Kararı
- İadesi gereken hediyelerin tespiti, mutad hediyelerinin iadesi istenemez.
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2018/6306
Karar Numarası: 2018/10612
“…TMK.nun 122.maddesine göre, nişanlılık evlenme dışında bir nedenden dolayı sona ererse, nişanlıların birbirlerine vermiş oldukları, mutad (alışılmışın) dışındaki hediyeler geri istenebilir. Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz.Nişanın bozulması halinde alışılmışın dışındaki hediyeler aynen, mevcut değilse mislen geri verilir veya karşılığı sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenir. Alışılmış mutad hediyelerden kasıt; giyilmekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delil ile ispat edilebilir.
Nişan hediyelerinin mutad sayılabilmesi, yöresel örf ve adete göre verilen hediyelerden olması yanında maddi değerinin de günün koşullarına göre fazla olmayan hediyelerden olmasına bağlıdır ve bu da daha çok tarafların mali ve sosyal durumları ile ölçülmelidir.
Dosyanın incelenmesinde; giyilmekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen eşya kapsamında nişan elbisesi, ayakkabı, bayan elbisesi ve özdilek marka ev eşyalarının da bedelinin tahsiline karar verildiği, bu tür eşyaların mutad hediye kapsamında olduğu, iadesine veya bedelinin tahsiline karar verilmeyeceği belirlenmektedir.O halde mahkemece; açıklanan ilkeler gereğince inceleme yapılarak mutad hediye kapsamındaki nişan elbisesi, ayakkabı, bayan elbisesi ve özdilek marka ev eşyaları yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu kalem gider yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir…”
- Nişan hediyelerinin iadesi ispat yükü
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2016/21682
Karar Numarası: 2018/9357
“…Asıl dava;nişan bozulması nedeniyle, nişanda takıldığı iddia olunan ziynetlerin davalı-karşı davacı taraftan aynen, bunun mümkün olmaması halinde nakden tahsili ile nişan bozulması nedeniyle manevi tazminat istemine, karşı dava ise; nişan bozulması nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Kural olarak nişan, evlenme dışında bir nedenden dolayı sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır. (TMK m.122) Hediyelerin geri istenebilmesi için alışılmışın dışında hediyelerden olması gerekir. Alışılmış (mutad) hediyelerden kasıt; giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen eşyaların iadesine karar verilemez.Nişan dolayısıyla verilen hediye, olağan bir hediye ise geri istenemez.
Nişanının bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle nişanın bozulması nedeniyle nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları ziynet eşyaları verenler tarafından geri istenebilir.
Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delille de ispat edilebilir.
TMK’nın 6.maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı ispatlaması gerekir.
……
Somut olayda; mahkemece, davaya konu edilen ziynet eşyalarından 2 adet bilezik ile 2 adet gerdanlık seti yönünden; davalının bu ziynet eşyalarının davacı tarafa geri verildiğine dair beyanları karşısında davacının söz konusu ziynet eşyalarının geri alınmadığını dosya kapsamı itibariyle ispatlayamadığı, davalıya yemin teklifinde de bulunmadığı, bu sebeple söz konusu ziynet eşyaları yönünden davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle 2 bilezik ve 2 adet gerdanlık seti yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de; söz konusu ziynet eşyalarının nişanda takıldığı tanık beyanları ve bilirkişi raporu ile sabit olup davalının da kabulünde olduğundan, bu durumda ispat yükü artık söz konusu ziynet eşyalarını nişan bozulduktan sonra davacı tarafa iade ettiğini iddia eden davalı taraftadır. Mahkemece, ispat yükü ters çevrilerek, davacının söz konusu ziynet eşyalarını almadığını ispat edemediği gerekçesiyle 2 adet bilezik ve 2 adet gerdanlık seti yönünden davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddi kararı usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir…”
- Takılan takıların sahte olduğunun ispatı
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2015/3347
Karar Numarası: 2015/8639
“…Dava; nişan bozulması nedeniyle, nişanda takıldığı iddia olunan ziynetlerin, davalı taraftan aynen, bunun mümkün olmaması nakden tahsili istemine ilişkindir.
Kural olarak nişan, evlenme dışında bir nedenden dolayı sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır. ( TMK m.122 )
Hediyelerin geri istenebilmesi için alışılmışın dışında hediyelerden olması gerekir. Alışılmış ( mutad ) hediyelerden kasıt; giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen eşyaların iadesine karar verilemez. Nişan dolayısıyla verilen hediye, olağan bir hediye ise geri istenemez.
Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle nişanın bozulması nedeniyle nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları ziynet eşyaları verenler tarafından geri istenebilir.
Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delille de ispat edilebilir.
Diğer taraftan, TMK’nın 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davacının, nişanın bozulması nedeniyle, nişanda hediye ettiği altınların iadesini talep etttiği, davalı tarafın, takılan altınların sahte olduğunu savunduğu görülmüştür.
Bu bağlamda; nişanda takılan altınların sahte olduğunu, bunu iddia eden davalı taraf ispatla yükümlüdür.
Hal böyle olunca mahkemece, yukarıda açıklanan hukuki ve maddi olgular dikkate alınarak inceleme yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu ispat yükü ters çevrilerek, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus hükmün bozulması gerekmiştir…”
ESKİŞEHİR AVUKAT CANSU ÖNÇLER UYANIK