SİGORTA RÜCU DAVASI
Sigorta rücu davaları, uygulamada kişilerin sıklıkla karşısına çıkan bir dava türüdür. Bunun birlikte, bu davaların teknik yönleri az kişi tarafından bilinmektedir. Bu yazıda, zorunlu mali mesuliyet sigortalarından kaynaklanan zmms sigorta şirketinin açtığı rücu davalarına değinilecektir.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Nedir?
Zorunlu mali mesuliyet sigortası, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda öngörülen zarar sigortalarındandır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu md.91 uyarınca araç işletenlerinin mali sorumluluk sigortası yaptırması zorunludur. Bu sigorta, sigorta ettirenin üçüncü kişi lehine yaptırdığı bir sigorta çeşididir.
Türk Ticaret Kanunu;
“MADDE 1473-(1)Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.
(2)Sigorta, sigortalının işletmesi ile ilgili sorumluluğu için yaptırılmışsa, sözleşmede aksine hüküm yoksa bu sigorta, sigortalının temsilcisi ile işletmenin veya işletmenin bir kısmının yönetiminde, denetiminde ve işletmede çalıştırılan kişilerin sorumluluğunu da karşılar. Bu durumda sigorta bu kişilerin lehine yapılmış sayılır.”
Sigorta Şirketinin Sorumluluğu
Zorunlu mali mesuliyet sigortasında sigorta ettiren ile sigorta şirketi, aracın üçüncü kişilere verdiği zararı karşılamak üzere üçüncü kişi lehine sigorta sözleşmesi akdeder.
Bu sözleşme uyarınca sigorta şirketi, zarar görenin uğradığı zararı teminat bedeli kapsamında tazmin eder. Yani burada sigorta şirketinin sorumluluğu, teminat bedeli ile sınırlıdır. Sigorta bedelinin rizikonun gerçekleştiği andaki sigortalı menfaatin değerini aşması halinde, yine de uğranılan zarardan fazlası ödenmeyecektir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında sigorta şirketinin sorumluluğu düzenlenmiştir.
“Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta (Ek ibare:RG-4/12/2021-31679) teminat limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.”
Sigorta Kapsamı Dışında Kalan Durumlar
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu md. 92 hükmünde, zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamı dışında kalan durumlar tek tek sayılmıştır. Buna göre;
- İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
- İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
- İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
- Bu Kanunun 105/3 fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
- Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
- Manevi tazminata ilişkin talepler.
- Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
- İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
- Destekten yoksun kalan hak sahibinin, destek şahsının kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
- Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi dolaylı zararlar,
- Hasar sebebiyle trafikten çekme veya hurdaya çıkarılma işlemi görmüş araçların değer kaybı tazminatı talepleri,
- 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki terör eylemlerinde ve bu eylemlerden doğan sabotajda kullanılan araçların neden olduğu ve sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri ile aracın terör eylemlerinde kullanıldığını veya kullanılacağını bilerek binen kişilerin ve terör ve sabotaj eyleminde yer alan kişilerin uğradıkları zararlara ilişkin talepler.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.6. maddesine göre ise;
- İşletilme halinde olmayan araçların sebep olacağı zararlar,
- Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
- İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
- Sigortalının, eşinin, sigortalının usul ve fürunun, sigortalıya evlat edinme ilişkisiyle bağlı olanların, sigortalının birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar sebebiyle ileri sürebilecekleri talepler,
- Destekten yoksun kalan hak sahibinin, destek şahsının kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
- Zarar görenlerin beraberinde bulunan bagaj ve benzeri eşya dışında sigortalı araçta veya bu araç vasıtasıyla çekilen römorkta/yarı römorkta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlardan dolayı sigortalıya karşı ileri sürülecek talepler,
- Manevi tazminat talepleri,
- Sigortalının, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
- Sigortalının aracına veya bu araç vasıtasıyla çekilen römorklara ve yarı römorklara veya çekilen araçlara gelecek zararlar nedeniyle ileri sürülecek talepler,
- Çalınan veya gasp edilen araçların sebep oldukları ve Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalının sorumlu olmadığı zararlar, aracın çalındığını veya gasp edildiğini bilerek binen kişilerin zarara uğramaları nedeniyle ileri sürülecek talepler ile çalan ve gasp eden kişilerin talepleri,
- Motorlu bisikletlerin kullanılmasından ileri gelen zararlar,
- 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki terör eylemlerinde ve bu eylemlerden doğan sabotajda kullanılan araçların neden olduğu ve 2918 sayılı Kanuna göre sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri ile aracın terör eylemlerinde kullanıldığını veya kullanılacağını bilerek binen kişilerin zarara uğramaları nedeniyle ileri sürecekleri talepler, terör ve buna bağlı sabotaj eylemlerinde yer alan kişilerin uğradıkları zararlara ilişkin talepleri,
- Motorlu araç kazalarından dolayı toprak, yeraltı suları, iç sular, deniz ve havanın kirlenmesi ya da kirlenme tehlikesi nedeniyle temizleme, toplanan atıkların taşınması ve bertarafı masrafları ile biyolojik çeşitlilik, canlı kaynaklar ve doğal yaşama verilen zararlar nedeniyle bozulan çevrenin yeniden oluşturulması ile ilgili çevresel zararlardan ileri gelen talepler,
- Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri,
- İlgili mevzuatla genel hükümlere tâbi kılınan talepler,
- 2918 sayılı Kanunun 104 üncü ve 105 inci maddelerinde düzenlenen sorumluluklar (Bu maddeler kapsamına dahil durumlar bu amaçla yaptırılan zorunlu mali sorumluluk sigortasına tâbidir.),
- Cezai kovuşturmadan doğan tüm giderler ile idari ve adli para cezaları,
- Bu Genel (Değişik ibare:RG-4/12/2021-31679) Şartlar ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.
- Hasar sebebiyle trafikten çekme veya hurdaya çıkarılma işlemi görmüş araçların değer kaybı tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında bırakılmıştır.
Sigorta Şirketine Başvuru
Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce Genel Şartların Ek-6’sında belirtilen tazminat ödemelerinde istenecek belgelerin tamamı ile birlikte ilgili sigortacıya yazılı başvuruda bulunması gerekir.
Sigortacının başvuru tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi kısmen veya tamamen karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde ya da tazminat tutarında anlaşma sağlanamadığı hallerde sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinde, kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde ya da zarar görenin ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabileceği gibi uyuşmazlığın çözümü için Sigorta Tahkim Komisyonuna da başvurulabilir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu md. 99 uyarınca sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
Ödemeyi yapan sigortacı, ödenen miktarın sorumluluk oranlarında paylaşılmasını diğer sigortacılardan yazılı olarak talep eder. Diğer sigortacılar talep tarihinden itibaren sekiz iş günü içinde kendilerine düşen miktarı talepte bulunana öder.
Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Sigorta Şirketinin Rücu Hakkı
Sigorta şirketi, hak sahibine ödediği tazminat miktarınca hukuken hak sahibi yerine geçer. Burada sigortacının rücu hakkı, halefiyete dayalı bir haktır.
1- Sigorta Şirketinin Sigortalıya Rücu Hakkı
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir. Genel Şartların B.4. hükmünde öngörüldüğü üzere sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
- Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
- Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
- Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
- Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
- Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
- Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
- Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.
2- Sigorta Şirketinin Üçüncü Kişilere Rücu Hakkı
Sigorta şirketi, üçüncü kişilere yukarıda sayılan hallerden birinin gerçekleşmesi nedeniyle rücu edebileceği gibi, genel hükümler çerçevesinde kusurlu olduğunun tespiti halinde de rücu edebilir. Sigorta şirketi rücu için genel mahkemede dava açabilir veya 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu md. 30 uyarınca Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurabilir.
Sigorta Rücu Davalarında Görevli-Yetkili Mahkeme
Görevli Mahkeme
Sigorta şirketinin halef olarak açtığı rücu davalarında görevli mahkemenin belirlenmesinde sigortalı ile davalının arasındaki hukuki ilişki esas alınmaktadır. Buna göre, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 1939/37 E., 1944/9 sayılı kararının “…Ticaret Kanununun 965 inci maddesiyle konulmuş bulunan esasa göre sigortacı poliçede yazılı olup da sigortalısına ödediği sigorta bedeli nispetinde sigortalının yerine geçer. Bu, bir kanuni halefiyettir. Binaenaleyh, sigortacının haksız fiil failinin karşısına çıkması mutazarrır olan şahsa ödemiş olduğu miktar nispetinde dâva külfetinden kurtarmış olduğu içindir. Hatta, zararının tamamını sigortadan temin edememiş olan mutazarrırın şirketten aldığı bedelden fazlası için haksız fiil faili aleyhine dâva ikame etmiş olması dahi mümkündür. Bu takdirde aynı membadan çıkan bir tek borcun bir kısmı Hukuk Mahkemesinde talebedilmiş olacaktır.
İmdi, sigortacının, sigortacılık mutlak bir ticari muameledir diye kanuni halefiyetine istinaden açacağı rücu dâvası için Ticaret Mahkemesinde dâva ikame etmesi icabeder, denecek olursa, menşei, mahiyeti ve illeti aynı olan ve haksız fiil faili için tecezzisi mümkün bulunmıyan bir borç için iki ayrı kaza merciinde birden dâva açılabileceği kabul edilmiş olur. Bu ise, kanuna ve hukuka uygun düşmez.
Bu itibarla, sigortacının sigorta poliçesinden mümbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada Hukuk Mahkemesine başvurması lâzımgeleceğine…” şeklindeki yerleşik içtihadında da belirtildiği üzere sigorta şirketinin halefiyet prensibi gereği açacağı rücu davası sigorta ilişkisinden kaynaklanmadığından, görevli mahkemenin tespitinde 6100 sayılı HMK genel hükümlerin dikkate alınması gerekmektedir. Yakın zamanda Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından verilen 2023/147 2023/8049 sayılı kanun yararına bozma kararında da bu husus vurgulanmaktadır.
Yetkili Mahkeme
Sigorta rücu davalarında yetkili mahkeme, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu md. 110 hükmünde belirtilmiştir. Buna göre sigorta şirketinin açacağı rücu davası, sigortacının şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde de açılabilir.
Sigorta Rücu Davası Kime Karşı Açılır?
Sigorta rücu davaları, sigorta ettiren ve zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında verdiği zarar sigorta şirketi tarafından tazmin edilen kişi/kişilere karşı açılmaktadır. Eğer sigortalı karşısında birden fazla sorumlu kişi bulunuyorsa, sigorta şirketi bu kişilere karşı müteselsil sorumluluk gereği rücu davası açabilir. Bu kişilere karşı açılan rücu davalarında kimin ne kadar kusurlu olduğunun sigorta şirketinin alacak hakkı bakımından bir önemi bulunmamaktadır. Nitekim sorumlu kişilerin kusur oranı, iç ilişkideki rücu hakları bakımından önem taşır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin vermiş olduğu 2022/4683 E., 2023/12393 sayılı kanun yararına bozma kararında da bu konu üzerinde durulmaktadır. Karar metnine EMSAL KARARLAR başlığı altında yer verilmiştir.
EMSAL KARARLAR
- YARGITAY İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU
Esas Numarası: 1939/37
Karar Numarası: 1944/9
Sigorta Şirketi, Hukuk Mahkemesine müracaatla Elektrik Şirketinin sigorta ettiği amelesinden birinin ölümüne sebebiyet veren otomobil şoförünü istihdam eden müddeaaleyhden sigorta bedeli olarak ödenen paranın rücu’an tahsilini istemiş ve mahkeme vazifesizlik karariyle dâvayı reddetmiş, bu kararı Temyiz Dördüncü Hukuk Dairesi 9/2/1939 tarih ve 61/260 sayılı karariyle tasdik ettiğinden dâvacı Ticaret Mahkemesine aynı dâvayı açmış ve Ticaret Mahkemesi de vazifesi haricinde gördüğü bu dâvayı reddeylemiş, Temyiz Mahkemesi Ticaret Dairesinin 22/9/1939 tarih ve 1726/1835 sayılı ilâmiyle bu karar dahi tasdik kılınmış olmakla bu suretle meydana gelen içtihat ihtilâfının halli Temyiz Ticaret Dairesi Reisliğinin 28/9/1939 tarih ve 162 sayılı yazısiyle istenilmesine mebni toplanan Tevhidi İctihad Heyeti Umumiyesinde keyfiyet müzakere edilerek:
Neticede :
Haksız bir fiil neticesinde zarar gören şahıs zararını o fiilin failine tazmin ettirebilir. Bu hususda açacağı dâvanın rüyet merciî asliye mahkemesidir.
Mutazarrırın istikbali derpiş suretiyle haksız fiilin vukuundan önce bir sigorta şirketi ile uğraması melhuz zararların karşılanmasını temin edecek olan bir sigorta mukavelenamesi imza etmiş olmasiyle haksız fiil arasındaki münasebat sadece fiilin vukuu ile şirket için bir tediye vecibesinin ortaya çıkmış olmasından ibarettir.
Ticaret Kanununun 965 inci maddesiyle konulmuş bulunan esasa göre sigortacı poliçede yazılı olup da sigortalısına ödediği sigorta bedeli nispetinde sigortalının yerine geçer. Bu, bir kanuni halefiyettir. Binaenaleyh, sigortacının haksız fiil failinin karşısına çıkması mutazarrır olan şahsa ödemiş olduğu miktar nispetinde dâva külfetinden kurtarmış olduğu içindir. Hatta, zararının tamamını sigortadan temin edememiş olan mutazarrırın şirketten aldığı bedelden fazlası için haksız fiil faili aleyhine dâva ikame etmiş olması dahi mümkündür. Bu takdirde aynı membadan çıkan bir tek borcun bir kısmı Hukuk Mahkemesinde talebedilmiş olacaktır.
İmdi, sigortacının, sigortacılık mutlak bir ticari muameledir diye kanuni halefiyetine istinaden açacağı rücu dâvası için Ticaret Mahkemesinde dâva ikame etmesi icabeder, denecek olursa, menşei, mahiyeti ve illeti aynı olan ve haksız fiil faili için tecezzisi mümkün bulunmıyan bir borç için iki ayrı kaza merciinde birden dâva açılabileceği kabul edilmiş olur. Bu ise, kanuna ve hukuka uygun düşmez.
Bu itibarla, sigortacının sigorta poliçesinden mümbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada Hukuk Mahkemesine başvurması lâzımgeleceğine reylerin üçte ikisini geçen çoğunluğiyle 22/3/1944 tarihinde karar verildi.
ESKİŞEHİR AVUKAT CANSU ÖNÇLER UYANIK