EVLİLİK VAADİYLE KANDIRMA SUÇU

Evlilik vaadiyle kandırma, kanuni şartların varlığı halinde Türk Ceza Kanunu kapsamında dolandırıcılık suçunu oluşturmakla birlikte, şartları mevcut olması halinde tazminat sorumluluğuna da yol açmaktadır. Tazminat sorumluluğuna ilişkin detaylı bilgiye evlilik vaadiyle kandırma tazminat isimli yazımızdan ulaşabilirsiniz. Bu yazıda, ceza hukuku kapsamında evlilik vaadiyle kandırmanın, nişanlanmanın hukuki niteliği ve sonuçlarına değinilecektir.

Evlilik Vaadiyle Kandırma Suç Mu?

Bir kişiyi evlilik vaadiyle kandırma, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu md. 157 hükmü uyarınca dolandırıcılık suçunu oluşturabilir.

“Madde 157- (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.”

Dolandırıcılık suçunda aldatıcı nitelik taşıyan hareketlerle, kişiler arasındaki ilişkilerde var olması gereken iyi niyet ve güven ihlal edilmektedir. Bu suretle kişinin irade serbestisi etkilenmekte ve irade özgürlüğü ihlâl edilmektedir.

Evlilik vaadiyle dolandırıcılık suçu şartları;

  • Failin hileli davranışlarla mağduru evleneceklerine inandırması gerekir. Hile, icraî bir davranışla gerçekleştirilebileceği gibi; karşı tarafın içine düştüğü hatadan, bir konuda yanlış bilgi sahibi olmasından yararlanarak da, yani ihmalî davranışla da, gerçekleştirilebilir. Ancak, bu durumda kişinin, hataya düşen karşı tarafı bilgilendirmek konusunda yükümlülüğünün olması gerekir. Hataya düşen kişi ile hukukî ilişkide bulunulan durumlarda, böyle bir yükümlülük vardır. Ayrıca, muhatabın belli bir husustaki hatası karşısında kişinin ihmalî davranışının, örneğin susmasının, bir beyan, açıklama değerini taşıması gerekir.
  • Suçun oluşabilmesi için, gerçekleştirilen hilenin etkisiyle, bu hileye maruz kalan kişinin veya bir üçüncü kişinin zararına olarak, fail veya bir başkası bir menfaat elde etmelidir. Örneğin, kişinin evlenme bahanesi ile çeyiz, mehir, düğün alışverişi için mağdurdan para alması, altın alması, evi üstüne yaptırması vs.
  • Dolandırıcılık suçu, kasten işlenebilen bir suçtur. Burada söz konusu olan kast, dolandırıcılık suçunun maddî unsurlarının hepsinin fail tarafından bilinmesini ifade etmektedir. Yani fail, mağdura gerçekleştirdiği davranışların hile teşkil ettiğini, onu evlenme konusunda aldatıcı nitelikte olduğunu bilmelidir. Ayrıca, fail, bu hileli davranışlar sonucunda mağdur veya başkasının malvarlığında bir eksilme meydana geldiğini, onun zarar gördüğünü ve buna karşılık, kendisinin veya sair bir kişinin malvarlığında bir artma meydana geldiğini bilmelidir. Bu itibarla, fail, mağdurun malvarlığındaki eksilmenin, mağdurun gördüğü zararın kendi hileli davranışları sonucunda meydana geldiğini bilmelidir; hile ile zarar arasındaki illiyet bağının varlığının bilincinde olmalıdır. Belirtilen hususlara ilişkin kast, doğrudan kast olabileceği gibi, olası kast da olabilir.

Evlilik Vaadiyle Dolandırıcılık Suçu Cezası

Eskişehir ceza avukatı evlilik vaadiyle kandırma

Evlilik vaadiyle kandırma fiillerinin dolandırıcılık suçunu oluşturabileceğini belirtmiştik. Evlilik vaadiyle dolandırıcılık suçunun cezası, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasıdır. 

Evlilik Vaadiyle Dolandırıcılık Suçunun Nitelikli Hali

Türk Ceza Kanunu md. 158 hükmünde dolandırıcılık suçu cezasının artırılmasını gerektiren nitelikli halleri öngörülmüştür. Evlilik vaadiyle kandırma durumunda somut olayın özelliğine göre nitelikli hallerden birinin gerçekleşmesi durumunda fail hakkında verilecek ceza artırılacaktır.

“Madde 158- (1) Dolandırıcılık suçunun;

a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,

b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,

c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,

d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,

e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,

f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,

g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,

h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,

i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,

j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,

k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,

l) (Ek: 24/11/2016-6763/14 md.) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle,

İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/19 md.; Değişik: 3/4/2013-6456/40 md.) Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.

(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

(3) (Ek fıkra: 24/11/2016-6763/14 md.) Bu madde ile 157 nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.

Uygulamada en çok karşılaşılan durumlardan biri, kişilerin tiktok, instagram, telegram gibi sosyal medya uygulamaları ya da evlilik siteleri üzerinden evlenme vaadiyle kandırılmalarıdır. Bu durumda TCK md. 158/1-f bendi uyarınca fail hakkında verilecek ceza, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası olacaktır. Ayrıca bilişim sistemi üzerinden işlenen evlilik vaadiyle dolandırıcılık suçunda hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.

Şahsi Cezasızlık Nedenleri

Evlilik vaadiyle kandırma fiilinin;

  • Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
  • Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,
  • Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,

Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.

Dolandırıcılık suçunun, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.

Etkin Pişmanlık

Eskişehir ceza avukatı evlilik vaadiyle kandırma

Evlilik vaadiyle dolandırıcılık suçu tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.

Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.

Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.

Zamanaşımı

Evlilik vaadiyle kandırma fiilinin suç oluşturması durumunda, evlilik vaadiyle dolandırıcılık suçunun basit halinde dava zamanaşımı 8 yıl, ceza zamanaşımı 10 yıldır.

Evlilik vaadiyle dolandırıcılık suçunun nitelikli halinde ise dava zamanaşımı 15 yıl, ceza zamanaşımı 20 yıl olacaktır.

EVLİLİK VAADİYLE KANDIRMA EMSAL KARARLAR

Eskişehir ceza avukatı evlilik vaadiyle kandırma
  • Evlilik vaadiyle kandırma olayında dolandırıcılık suçu için kast bulunması gerektiği;

YARGITAY 15. CEZA DAİRESİ

Esas Numarası: 2013/723

Karar Numarası: 2014/14637

“Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.

Katılanın kendisine uygun bir bayan bulması için sanıklardan T.’i telefonla aradığı, konuşma sırasında sanık T.’in katılanı Uşak iline çağırdığı, bir süre sonra katılanın buraya gittiği, katılanın evlenmek amacıyla bayan aradığını öğrenen sanıkların onu evlenmek vaadiyle dolandırmaya karar verdikleri, bu karar çerçevesinde Uşak’a giden katılanın sanıklardan T. tarafından karşılandığı, sanığın katılanı diğer sanıklar A. ve M.’in birlikte oturdukları eve götürdüğü, burada katılanın sanıklardan M. ile görüşüp konuştuğu, onunla evlenmeye karar verdiği, sanığın da katılan ile evlenmeyi kabul etmiş göründüğü, evleneceğini düşünen katılanın sanığa ait 600 TL kira borcunu ödediği, daha sonra katılan ile sanık M.’in Salihli ilçe merkezine gittikleri, burada da katılanın bu sanığa toplam 4.858,66 TL’lik altın ve ziynet eşyası satın alıp evlilik hediyesi olarak verdiği, sanığın katılan ile ona ait Salihli ilçesi Beylikli köyünde 5 gün kaldıktan sonra katılanın bulunmadığı bir zamanda köyü terk ettiğinin iddia edildiği olayda;

Sanıklar haklarında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

a)M. Y.’ın aşamalardaki tüm beyanlarında katılanla evlenme niyetinde olduklarını, ancak oğlunun rahatsızlanması üzerine katılanın kendisini götürmemesi nedeniyle gitmek zorunda kaldığını beyan etmesi, diğer sanıkların ise savunmalarında, M.’in evlenme amacıyla gittiğini, evlenmekten vazgeçtiğini daha sonradan duyduklarını belirterek suçlamaları kabul etmemeleri, resmiyet kazanmamış olsa da beş gün kadar aynı evde karı-koca gibi birlikte yaşamaları, sanık M.’e alınıp verilen ziynet ve diğer eşyaların harici evlilik hediyesi kapsamında olması hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanıkların baştan beri dolandırıcılık kastıyla hareket edip haksız menfaat temin ettiklerine dair mahkûmiyetlerine yeterli delilin bulunmaması, M.’in aynı evde birkaç gün kaldıktan sonra katılanın evinden ayrılarak gitmesinin suçun sanıklar tarafından işlendiğine dair tek başına yeterli delil oluşturmayacağının anlaşılması ve bu kabul dışında olaya karıştıklarına yönelik delil bulunmaması karşısında, 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince sanıklar T. ve A.’nin beraatlarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyetlerine verilmesi,

b) Sanık M. Y.’ın hüküm tarihinden sonra 19.03.2013 tarihinde öldüğünün UYAP ortamındaki MERNİS’ten temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında, hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş…”


  • Evlilik vaadiyle kandırma olayının dolandırıcılık suçunu oluşturmasının şartları;

YARGITAY 15.CEZA DAİRESİ

Esas Numarası: 2012/17920

Karar Numarası: 2014/10942

“Karar: Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.

Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.

Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.

Somut olayda; sanıklar H. ve M.’un, müştekiyi sanık F. ile tanıştırdıkları, müştekinin sanık F. ile evlenme hususunda anlaşmaları üzerine müştekiden 1000 TL başlık parası ve 3500 TL altın takı aldıktan sonra müştekiyi ekmek alma bahanesi ile araçtan indirip kaçtıkları şeklinde gerçekleşen eylemlerinin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.


  • Evlilik vaadiyle kandırma olayında kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturur;

YARGITAY15. CEZA DAİRESİ

Esas Numarası: 2013/3388

Karar Numarası: 2014/14520

“Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;

Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.

TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum ya da kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.

Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.          

Katılanın ikinci eşi olan M. Ş.’ın satın alıp kendisine verdiği evin, eşinin ölümü üzerine ilk evliliğinden olan çocukları tarafından elinden alınmasından korktuğu, o dönemde kızının erkek arkadaşı olup daha sonra evlendiği sanık D. U.’ın ev üzerinde kendisi ya da ortağı olan diğer sanık S. İ. Ö. lehine ipotek kurulması halinde M. Ş.’ın ilk eşinden olan çocuklarının ev üzerinde hak iddia edemeyeceklerini söyleyip katılandan üç adet alacaklısı sanık S. İ. Ö. olan 150.000,00 TL bedelindeki senetleri aldıkları, katılanın aleyhine icra takibi başlattıkları, sanık S. İ. Ö.’ın alacağını diğer sanık D. U.’a devrettiği, onun da bir süre sonra alacağını eski eşi olan sanık N. Ö.’a devrettiğinin iddia edildiği somut olayda; katılanın kandırıldığına yönelik anlatımlarına karşın sanıklardan D. U.’ın katılanın eşinin rahatsızlığı nedeni ile ihtiyacı olan parayı borç olarak verip karşılığında evleneceği bayanın ailesinden kendi adına senet almaktan çekindiği için sanık S. İ. Ö.’ın alacaklısı olarak gösterildiği senetleri aldığına yönelik savunmalarına karşın katılanın güvence olarak kendisine verildiğini söylediği ve dosyaya birer suretini ibraz ettiği, borçlusu S. İ. Ö. olarak görünen fakat içeriğinde sadece borçlu imzası bulunan senetlerin sanığa gösterilerek katılana kendisi tarafından verilip verilmedikleri, neden senedin diğer kısımlarının boş bırakıldığı sorulup, senet üzerinde grafoloji uzmanı bilirkişiye imza ve yazı incelemesi yaptırılarak, katılanın aleyhine yürütülen icra takibinin konusu olan senetlerin alınması sırasında güven telkin etmeye yönelik hileli bir hareketin bulunup bulunmadığının tartışılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş…”

ESKİŞEHİR AVUKAT CANSU ÖNÇLER UYANIK

ShentaWp Ayar

Web sitemiz’de çerezler kullanıyoruz. Bu, web sitemizi kullandığınız sürece çerez politikamızı kabul ettiğiniz anlamına gelir.