Adalet Mülkün Temelidir. Adaletsiz Güç Zalim, Güçsüz Adalet Acizdir. Adaletin Işığında, Hukukun Güvencesiyle! Avukatlar Tarih Boyu Köle Kullanmadılar, Ama Efendileri de Olmadı. Gerçekçi ol, imkansızı iste! İyi Olmak Kolaydır, Zor Olan Adil Olmaktır. Mutlak Hak, Mutlak Haksızlıktır.

HASARLI KARGO / KARGONUN HASARLI TESLİM EDİLMESİ

Eskişehir kargo avukatı hasarlı kargo

Kargo uyuşmazlıklarından biri olan hasarlı kargo teslimi, mahkeme önüne gelen en sık uyuşmazlıklardan birini oluşturmaktadır. Önceki yazılarımızda, kargonun eksik teslim edilmesi, kargo içeriğinin ispatı, kargonun üçüncü kişiye teslimi, kayıp kargo konularına değinmiştik. Bu yazımızda ise, kargonun hasarlı teslim edilmesi, kargonun kırık gelmesi gibi durumlarda izlenecek yollar, tarafların hak ve yükümlülükleri hakkında genel bilgi verilecektir.

Taşıma Sözleşmesi

Kargo şubesine kargonun teslimi sırasında kargo şirketi ile gönderen arasında taşıma sözleşmesi akdedilmiş olur. Türk Ticaret Kanunu md.856’ya göre taraflardan birinin istemi üzerine yazılı taşıma senedi düzenlenir. Her iki tarafça imzalanan taşıma senedi, kargonun ve ambalajının kargo şirketi tarafından teslim alındığı sırada dış görünüş bakımından iyi durumda olduğuna karinedir.

Hasarlı Kargo Nedir?

Eskişehir kargo avukatı hasarlı kargo

Kargonun hasara uğraması farklı şekillerde karşımıza çıkabilir. Örneğin;

  • Kargo içindeki eşyanın kırılması,
  • Kargo içindeki eşyanın ezilmesi,
  • Kargonun üzerine mazot veya başka bir sıvı dökülmesi, ıslanması
  • Kargonun parçalanması,
  • Kargonun yırtılması,
  • Kargo içindeki eşyanın dışarıdan alınan darbe sonucu işlevsiz hale gelmesi,
  • Kargo içindeki eşyanın bozulması gibi durumlarda kural olarak kargo şirketi meydana gelen zararlardan sorumludur.

Kargo Şirketinin Hasarlı Kargo Nedeniyle Sorumluluğu

Kargo şirketi, kargoyu teslim aldığı şekliyle alıcıya ulaştırmakla yükümlüdür. Aksi takdirde TTK md.875/1 uyarınca kargo şirketi, eşyanın teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından doğan zararlardan sorumludur.

Zararın oluşmasına, gönderenin veya alıcının bir davranışı ya da kargonun özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu mahkemece dikkate alınacaktır.

Kargo Şirketinin Sorumluluktan Kurtulması

Kargo şirketinin sorumluluktan kurtulması ancak en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden dolayı kargonun hasara uğraması halinde mümkündür.

TTK md. 878 hükmü, kargo şirketinin kargonun hasara uğraması nedeniyle sorumlu tutulamayacağı özel halleri düzenlemektedir. Buna göre kargoda meydana gelen hasar;

  • Sözleşme veya teamüle uygun olarak üstü açık bir aracın kullanılmış olması yahut güverteye yükleme yapılması,
  • Gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlama,
  • Eşyanın gönderen veya gönderilen tarafından işleme tabi tutulması, yüklenmesi veya boşaltılması.
  • Eşyanın; özellikle kırılma, paslanma, bozulma, kuruma, sızma, olağan fire yoluyla kolayca zarar görmesine yol açan doğal niteliği,
  • Taşınacak paketlerin gönderen tarafından yetersiz etiketlenmesi,
  • Canlı hayvan taşıması nedenlerinden birine veya
  • 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ile diğer kanun ve düzenlemelerde yer alan hükümlerin taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasını haklı gösterdiği hallerden dayanıyor ise, kargo şirketi taşıma sırasında oluşan hasardan sorumlu olmayacaktır.

Herhangi bir zararın hal ve şartlara göre yukarıda sayılan sebeplerden birine bağlanmasının muhtemel bulunduğu durumlarda, o zararın bu sebepten ileri geldiği varsayılır. Ancak sözleşme veya teamüle uygun olarak üstü açık bir aracın kullanılmış olması yahut güverteye yükleme yapılması halinde öngörülen olağanüstü zıya veya hasar oluşursa bu karine geçerli olmaz.

Kargonun hasarı, gönderenin kargonun taşınmasına ilişkin özel talimatlarına kargo şirketinin uymamasından ileri gelmişse, kargo şirketi yine sözleşme veya teamüle uygun olarak üstü açık bir aracın kullanılmış olması yahut güverteye yükleme yapılmasına dayanarak sorumluluktan kurtulamaz.

Kargo şirketi, sözleşme uyarınca kargoyu sıcağa, soğuğa, ısı değişikliklerine, neme, sarsıntılara ya da benzer etkilere karşı özel olarak koruma yükümlülüğü altına girmiş olabilir. Bu durumda eşyanın özellikle kırılma, paslanma, bozulma, kuruma, sızma, olağan fire yoluyla kolayca zarar görmesine yol açan doğal niteliği nedeniyle hasara uğradığı savunmasına ancak, hal ve şartlara göre, özellikle de gerekli donanımın seçimi, bakımı ve kullanımına ilişkin kendisine düşen tüm önlemleri almış ve özel talimatlara uygun davranmış bulunması halinde dayanabilir.

Son olarak kargo şirketi, canlı hayvan taşıması sırasında meydana gelen hasar nedeniyle sorumluluktan kurtulabilmek için, hâl ve şartlara göre kendisine düşen tüm önlemleri almış ve özel talimatlara uygun davranmış bulunmalıdır.

Hasarlı Kargo Nedeniyle Sorumluluğun Belirlenmesi

Kargo şirketinin, kargonun hasara uğraması halinde hangi durumlarda sorumlu olduğuna değindikten sonra, sorumluluğun nasıl belirleneceğini da açıklamak gerekir.

Eskişehir kargo avukatı hasarlı kargo

Kural olarak kargo şirketinin sorumluluğu, kargo içeriğinin ispat durumuna göre belirlenmektedir. Kargo içeriğinin gönderici/alıcı tarafından ispatlanması durumunda sorumluluk turarı, TTK md. 880 uyarınca eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır.

Eşyanın ikinci el olması halinde değeri, piyasa fiyatına göre; bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilir. Eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır.

Eşyanın tamamen hasara uğraması ve kullanılamayacak hale gelmesi eşyanın ziyaı olarak ifade edilmektedir. Eşyanın ziyaa değil de, hasara uğraması, yani kısmen hasara uğraması halinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların ise yukarıda belirtilen şekilde saptanacak değer farkını karşıladığı karine olarak kabul edilir.

Kargo şirketi, hasarlı kargo halinde, yukarıda hesap yöntemi belirtilen tazminattan başka, zararın saptanması için yapılması zorunlu olan giderleri de tazminle yükümlüdür.

Kargo şirketinin zarardan sorumluluğu, TTK md. 882 hükmü ile sınırlandırılmıştır. Bu hüküm aynı zamanda gönderici/alıcının kargo içeriğini ispatlayamaması durumunda kargo şirketinin sorumluluğunun belirlenmesinde de uygulanır.

Buna göre kargonun tamamının zıyaı veya hasarı halinde, yukarıda hesap yöntemi belirtilen tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.

Kargonun münferit parçalarının zıyaı veya hasarı hâlinde kargo şirketinin sorumluluğu;

  • Kargonun tamamı değerini kaybetmişse tamamının,
  • Kargonun bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının,

net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.

Özel Çekme Hakkı/Special Drawing Rights (SDR), eşyanın taşıma amacıyla kargo şirketine teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilir. Bu verilere, T.C. Merkez Bankası internet sitesinden erişim sağlayabilirsiniz.

Kast veya Pervasız Davranışın Sorumluluğa Etkisi

Türk Ticaret Kanunu md. 886’ya göre, bazı hallerde kargo şirketinin sorumluluk sınırından faydalanması mümkün olmamaktadır.

“Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz.”

Yukarıda belirtilen hükme göre kargo şirketinin taşıma sırasında meydana gelen hasara kast veya pervasız davranış yahut ihmali fiili neticesinde sebep olmuş ise, kargo şirketi zararın tamamını tazmin etmekle yükümlüdür.

Eskişehir kargo avukatı hasarlı kargo

Hasarlı Kargo Bildirimi

Kural olarak taşıma işinden kaynaklı ziya/hasar iddialarında ispat yükü kargo şirketindedir. Ancak TTK md. 889 uyarınca ziya/hasarın açıkça görüldüğü durumlarda en geç teslim anına kadar, ziya/hasarın açıkça görülemediği durumlarda ise teslimden itibaren 7 gün içerisinde taşıyıcıya zarar ile ilgili yeterince açık ve somut şekilde bildirimde bulunulmazsa ispat yükü tersine dönmektedir. Yani gönderici/alıcının süresinde bildirimde bulunmaması, yasal olarak taşıyıcının eşyayı sözleşmeye uygun şekilde teslim ettiğine karine oluşturmaktadır. Bu durumda eşyanın taşıma sırasında ziya/hasara uğradığının ispatı, iddiada bulunan gönderici veya alıcıdadır.

En geç teslim anına kadar yapılacak bildirimlerde herhangi bir şekil şartı bulunmamaktadır. Örneğin, kuryenin teslim için adrese gelmesi durumunda alıcı gelen kargonun ambalajı hasarlı olduğunu sözlü olarak kuryeye dile getirdiğinde, kanun koyucu bu bildirimi de geçerli saymaktadır. Zira TTK md. 889/5 uyarınca teslim sırasında yapılacak bildirimin eşyayı teslim edene yapılması yeterlidir.

Kargo teslim edildikten sonra yapılacak hasar bildirimlerinin yazılı olması zorunludur. TTK md.889/4 hükmü uyarıca bildirimin, telekomünikasyon araçları yardımıyla da yapılması mümkündür. Bildirimde bulunanın kim olduğu herhangi bir şekilde anlaşılıyorsa, imzaya gerek yoktur. Sürenin korunması için bildirimin zamanında gönderilmiş olması yeterlidir. Yani kanun, telefonla müşteri hizmetlerine veya mail yoluyla yapılan bildirimi de geçerli kabul etmektedir.

Zamanaşımı

Eskişehir kargo avukatı hasarlı kargo

Kargo taşımalarından kaynaklı uyuşmazlıklarda zamanaşımı süresi kural olarak 1 yıldır. Ancak TTK md. 855’te bunun iki istisnası öngörülmüştür. Buna göre, kargonun hasarı;

-Kargo şirketinin kastından veya pervasızca bir davranışıyla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinden veya ihmalinden dolayı meydana gelmişse, zamanaşımı süresi 1 değil, 3 yıl olacaktır.

-2918 sayılı Kanun kapsamına giren bir durum sebebiyle meydana gelmişse, bu durumda taşıyıcı bakımından değil, kazaya karışan diğer taraf bakımından zamanaşımı süresi, zarar görenin, (bu gönderici veya alıcı olabilir) zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıldır.

Zamanaşımı süresinin başlangıcı, hasarlı kargolarda teslimden itibaren itibaren işlemeye başlayacaktır. Ancak TTK md. 855/3 uyarınca rücu haklarına ilişkin zamanaşımı süresinin başlangıcı farklıdır. Buna göre;

Rücu alacaklısı bakımından zamanaşımı süresi, zararı ve rücu borçlusunu öğrendiği tarihten itibaren 3 ay içerisinde rücu borçlusuna bildirimde bulunma şartıyla, rücu alacaklısına karşı mahkeme kararının kesinleştiği günden, kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmayan hallerde ise, rücu alacaklısının borcu ifa ettiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır.


Kargonun hasara uğraması veya diğer kargo uyuşmazlıkları hakkında hukuki danışmanlık ve destek talepleriniz için internet sitemiz üzerinde online randevu oluşturabilir veya iletişim kanallarımızdan bize ulaşabilirsiniz.

ESKİŞEHİR AVUKAT CANSU ÖNÇLER UYANIK


HASARLI KARGO EMSAL KARARLAR

Eskişehir kargo avukatı hasarlı kargo

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2018/2558

Karar Numarası: 2019/3950

“Taraflar arasında görülen davada Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 22.02.2018 tarih ve 2015/693-2018/63 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı; yetkili servise tamir için gönderdiği diz üstü bilgisayarının altının çizik olması nedeniyle teslim alınmadığını, kargonun geri geldiğinde kırığın büyüdüğünü, bu hususta tutanak tutulmadığını, davalı çalışanlarının kusuru kabul etmediklerini, hasara uğrayan bilgisayar içerisinde özel belgelerinin olduğunu, maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek maddi ve manevi haklarının tarafına verilmesini talep ve dava etmiş, bozma ilamı sonrasında sunulan 15.01.2016 tarihli dilekçeyle 1.700,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; görev ve yetki itirazında bulunarak hasarın taşıma sırasında oluştuğuna dair tespitin yapılmadığını, müvekkilinin sorumlu olmadığını, sorumlu olsa bile bu sorumluluğun sınırlı olduğunu, ambalajlamada müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, eşyanın hasarlı olarak teknik servise gönderildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davalıya ve vekiline dava konusu kargoya ilişkin belgelerin gönderilmesinin, aksi halde ortaya çıkan ayıbın taşıma sırasında meydana geldiğinin kabul edileceğinin ihtar edildiği, davalı tarafça verilen cevapta kargoya ilişkin evrakların bulunamadığının belirtilerek ekran görüntülerinin gönderildiği, teslim alındı belgesine göre 24.01.2014 tarihinde davacıya ait bilgisayarın davalıya teslim edildiği, dava konusu bilgisayarın servis tarafından kabul edilmediği, bilgisayarın davacıya iadesi sırasında davacının iadeyi kabul etmediği, dava konusu bilgisayarın bedelinin 1.688.- TL olduğu, bilgisayarın hasarlanması nedeniyle davalının sorumlu olduğu, dava konusu bilgisayarın fatura bedelinin 1.688,00 TL olduğu, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturmamak için 1.700,00 TL üzerinden hüküm kurulduğu, manevi zararın ispat edilemediği gerekçesiyle 1.700,00 TL maddi tazminatın tahsiline, manevi tazminata yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-) Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup mahkemece, dava konusu eşyanın hasarlanmasından davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 880. maddesi uyarınca taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır. Eşyanın hasara uğraması hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların birinci cümleye göre saptanacak değer farkını karşıladığı karine olarak kabul edilir. Bu durumda mahkemece, bu hükümler gereğince, davacının bilgisayarının arızalı olarak davalıya teslim edildiği de göz önüne alınarak, bu vasıflardaki bilgisayarın değerinin tespiti yönünde bir inceleme yapılması ve TTK’nın 882. maddesi uyarınca da davalının sınırlı sorumlu olduğu gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, belirtilen esaslar çerçevesinde değerlendirme yapılmaksızn yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3-) Ayrıca, davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, ancak kendisini vekille temsil eden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş olup, mahkemece, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3. maddesi uyarınca davalı taraf lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönde bir karar verilmemesi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 20/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2014/17483

Karar Numarası: 2015/2582

“Taraflar arasında görülen davada İzmir ( Kapatılan ) 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 5.6.2014 tarih ve 2013/201-2014/137 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili; müvekkilinin davadışı N… Halı’dan 28.1.2012 tarihinde Pakistan menşeli 9.65 m2 ithal yün halı satın aldığını, bedelini 29.8.2012 tarihli fatura karşılığı 5.211,00 TL olarak ödediğini, bu halının 28.8.2012 tarihinde davalı şirketin Gedikpaşa/İstanbul Şubesi’nden İzmir/Lozan Şubesi’ne iletilmek üzere kargoya verildiğini ancak varış yeri olan İzmir Şubesi’nde halının balyasında sökük ve yırtıklar olduğunun, ürünün kullanılamaz hale geldiğinin anlaşıldığını ve tutanak tutulduğunu, zararın giderilmesi talep edildiği halde davalı kargo şirketince bu talebin red olunduğunu, müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini ileri sürerek 5.211,00 TL maddi. 2.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; yetki itirazında bulunmuş, esasa dair olarak taşımanın gerçekleştirilerek kargonun alıcı şirkete ulaştırıldığını, halıların içinde bulunduğu çuvalda yırtıklar görüldüğünden çuvalın açılarak içindeki eşyaların kontrol edildiğini, üç parça halının çıktığını, sağlam olan iki adet halının teslim alındığını ancak bir adet halının kabul edilmediğini, bu halının müvekkili şirkette bekletildiğini, tamamen hasarlı olmadığını, bütünlüğünü koruduğunu, ambalaj sorumluluğunun gönderici tarafta olduğunu, gönderinin sadece ince bir çuval içerisine koyularak taşınmak üzere verildiğini, bunun son derece yetersiz olduğunu, yetersiz ambalajdan dolayı müvekkilinin mesul olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; nakliye sırasında taşımaya konu halıların rulo halinde taşınması gerekirken katlanarak taşındığı ve taşıma esnasında büyük halının zarar gördüğü, halıda yırtık-delik ve yıpranmalar olduğu, taşıma işleminden dolayı her türlü sorumluluğun taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalı şirkete ait olduğu, gerekli önlemleri almayan, taşıma şartlarına uymayan davalı taşıyıcının meydana gelen zarardan sorumlu olacağı, sorumluluğun Türk Ticaret Kanunu’nun 880 ve devam eden maddelerine göre hesaplandığı ve üst sınırdan sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle 2.052,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası’nın kısa vadeli avanslara uyguladığı faiz oranları üzerinden hesaplanacak faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı vekilinin manevi tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Karar, tarafların vekilleri temyiz etmiştir.
1- ) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- ) Dava, davalı taşıyıcı tarafından taşınan emtiada meydana gelen hasarın tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporu uyarınca, davalıya ambalajı içerisinde teslim edilen toplam 90 kg. ağırlığındaki üç adet halıdan takriben 70 kg. ağırlığındaki bir büyük halının taşıma sırasında hasarlandığı, davacı tarafından rulo halinde teslim edilen halıların davalı taşıyıcı tarafından katlanarak taşınmasının hasarın oluşumunda başlıca etken olduğu, ambalaj yetersizliğine ilişen savunmanın yerinde olmadığı, bu sebeple taşıyıcının hasardan tümüyle sorumlu tutulması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının ödemesi gereken tazminat miktarının, taşıma tarihi gözetildiğinde, 6102 Sayılı T.T.K.nın 880 ve 882. maddelerine göre belirlenmesi gerekir. Nitekim, bilirkişi raporunda, hasarlı halının tamir ve temizlenmesi için 900 TL harcanması gerektiği, tamirata rağmen halının değerinden yitireceği ve bunun da 1.042 TL’ye tekabül ettiği, halıdaki hasarın toplam 1.942 TL tutarında olmakla birlikte hasarlı halının brüt ağırlığı üzerinden yapılan hesaplama sonucu davalı taşıyıcının sorumluluğunun 1.596 TL ile sınırlı olduğu açıklanmıştır. Mahkemece mezkur rapor benimsenmiş ise de, gerekçesi de açıklanmaksızın, halıların tümü hasara uğramış kabul edilerek T.T.K.nın 882/2. maddesine aykırı olacak şekilde, üç adet halının toplam ağırlığı nazara alınmak suretiyle fazlaya hükmedilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazının kabulüyle yerel mahkeme kararının davalı lehine bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; ( 2 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2016/12542

Karar Numarası: 2018/4383

“Taraflar arasında görülen davada … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/03/2016 tarih ve 2014/103-2016/149 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin işletmesinde kullandığı cihazı rutin bakımı nedeniyle davalı taşıma firması aracılığıyla Ankara’da bulunan dava dışı … Ltd. Şti.’ne gönderdiğini, davalı tarafından dava dışı … Ltd. Şti.’ne teslimi esnasında yapılan kontrollerde cihazın ekranında kırık tespit edildiğini, bunun üzerine … Ltd. Şti. tarafından cihazın kabul edilmediğini ve davalıya geri verildiğini, buna rağmen cihazın davalı tarafından davacıya iade edilmediğini, müvekkilinin maddi kaybının yanında manevi anlamda da kaybının söz konusu olduğunu, belli bir sürede kursiyer kabul edemediğinden itibarının da zedelendiğini ileri sürerek şimdilik 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava olunmuştur.
Davalı vekili, müvekkilinin makineyi taşıma usulüne uygun olarak makineye hiç bir zarar ve ziyan vermeksizin ulaştırdığını, ancak alıcı firmanın sanki sözleşmiş gibi doğrudan kargo paketini açmış ve hasarlı olduğundan bahisle eşyayı almaktan imtina ederek kargo eşyasını müvekkiline iade ettiğini, kargonun eksiksiz, tam ve hasarsız olarak müvekkil şirkete teslim edildiğini ispat yükünün davacıda bulunduğunu, ancak davacının bu hususu doğrulayacak bir belge sunmadığını, kargonun ambalajlanmasından göndericinin sorumlu olduğunu, davacının haksız kazanç sağlamak amacında olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; sevk irsaliyesinde, taşıma faturasında taşınan eşya ile ilgili her hangi bir açıklayıcı bilgi ve taşıma ile ilgili özel bir düzenleme (taşınan eşyanın kırılabilecek eşya veya hassas eşya olduğuna, taşıma sırasında dikkat edilmesi gereken hususlar ile ilgili) bulunmaması, eşyanın içinde bulunduğu ambalajda her hangi bir hasarın bulunmadığına ilişkin davacı şirket yetkilisince imzalanmış bulunan durum tespit tutanağı karşısında, eşyadaki hasarın taşıma sırasında oluştuğu hususunun davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kargo taşımacılığı sırasında oluştuğu ileri sürülen taşınan emtiada oluşan zararın tazminine ilişkindir. Taraflar arasında davacının gönderen, davalının taşıyıcı olduğu tartışma dışıdır. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere davacı tarafından dava dışı alıcıya gönderilen cihazın ekranının alıcıya teslim esnasında kırık olduğu saptandığından alıcının emtiayı teslim almaktan imtina etmesi nedeniyle taşıyıcı tarafından gönderene 4/1/2014 tarihli durum tespit tutanağı ile iade edilmiştir. Söz konusu durum tespit tutanağında cihazın ambalajında gözle görünür bir hasar olmadığı not edilmiş olmakla iadenin hasarlı olarak yapıldığı da ayrıca ilgili bölümde işaretlenmek suretiyle belirlenmiştir. Bu durumda davalı taşıyıcının gönderen tarafından kendisine taşınmak üzere teslim edilen cihazın hasarlı olarak teslim edildiğini uygun delillerle ispat etmesi gerekir. Kargo tesellüm makbuzunda davalı taşıyıcı tarafından malın hasarlı teslim alındığına dair kayıt bulunmamaktadır. Davalı, davacı ile dava dışı gönderen arasında yapılan kötüniyetli bir anlaşmadan söz etmiş ise de dosyada bunu kanıtlayan herhangi bir delil bulunmamaktadır. Davalının ambalaj yetersizliği az önce zikredilen savunmasıyla çeliştiğinden kargo taşımacılığı bakımından kendisine teslim edilen emtianın ambalajının yetersizliği bakımından taşıma güvenliğini haiz olmadığı yolundaki bu savunması, taşıyıcının nezaret yükümlülüğü bakımından sorumluluğunu kaldırır nitelikte görülemez. Şu halde mahkemece yerinde görülmeyen gerekçeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmayıp davacının temyizinin kabulü ile kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

ShentaWp Ayar

Web sitemiz’de çerezler kullanıyoruz. Bu, web sitemizi kullandığınız sürece çerez politikamızı kabul ettiğiniz anlamına gelir.