Mirasın hükmen reddi, mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu işlem veya eylemler dolayısıyla terekenin borca batık olması sebebiyle mirasın reddi karinesini 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu md. 605/2 hükmünde öngörülmüştür.
Mirasın Kazanılması
Mirasçılar, kural olarak mirasbırakanın ölümü ile birlikte mirasbırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar.
Ancak mirastan feragat, mirasçılıktan çıkarma, mirastan yoksunluk gibi hallerde mirasçının, mirasbırakanın hak ve borçlarından sorumluluğu bulunmamaktadır.
Mirasın Reddi
Mirasbırakanın ölümü ile birlikte mirasçılar, terekenin hak ve borçlarından sorumlu olurlar. Ancak Türk Medeni Kanunu, yasal veya atanmış mirasçılara mirası reddetme hakkı tanımıştır.
Mirası ret hakkı, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten itibaren 3 geçmekle düşer. Dolayısıyla 3 aylık hak düşürücü süre dolduktan sonra kural olarak mirasçıların mirası reddetmesi mümkün olmadığından, mirasbırakanın tüm hak ve borçlarından sorumlu olacaklardır.
Mirasın Hükmen Reddi
Mirasın hükmen reddi, Türk Medeni Kanunu md. 605/2 hükmünde öngörülmüştür.
“Madde 605-Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.
Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.”
Madde metninden anlaşılacağı üzere, mirasın hükmen reddi ancak mirasbırakanın ölüm tarihinde borca batık olduğunun aciz vesikası ile resmen tespit edilmiş veya borca batık olduğunun açıkça belli olduğu durumlarda mümkündür. Bu şartların gerçekleşmesi halinde mirasçıların ayrıca ret beyanına gerek olmaksızın miras reddedilmiş sayılır.
Yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere mirasın hükmen reddinde, gerçek retten farklı olarak mirasbırakanın ölümü ile birlikte miras kendiliğinden mirasçılara intikal etmeyecektir, meğerki mirasçı açıkça mirası kabul etmiş olsun veya TMK 610/2’de zikredilen davranışlardan birini gerçekleştirsin.
Mirasın Hükmen Reddi Davası
Mirasın hükmen reddi için yasal veya atanmış mirasçılar tarafından açılacak dava, nitelik olarak mirasbırakanın ölüm tarihinde aciz halinde olup olmadığına ilişkin tespit davasıdır.
Mirasın hükmen reddine dair olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir ve mahkemece terekenin borca batık olması nedeniyle mirasbırakanın ödemeden aczinin tespitine karar verilir.
Mirasbırakana ilişkin olarak alınmış bir aciz vesikası yoksa terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü vb. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.
Mirasbırakanın aczinin kabul edilebilmesi için örneğin mirasbırakanın taşınır, taşınmaz hiçbir malı olmaması, maaşının da bulunmaması, herhangi bir işte de çalışmaması gibi durumların varlığı gereklidir. Bu gibi durumların varlığı halinde mirasbırakanın ölüm tarihinde aciz halinde olduğu karine olarak kabul edilir. Ancak alacaklılar tarafından bu karinenin aksinin ispat edilmesi mümkündür.
Mirasın Hükmen Reddi Davası Açamayacak Mirasçılar
Mirasın hükmen reddi davası açabilmesi için mirasçının terekeye ilişkin herhangi bir işlemde bulunmaması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu md. 610 hükmü uyarınca mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Dolayısıyla bu işlemleri yapan mirasçının da mirasın hükmen reddine ilişkin dava hakkı yoktur. Mirasbırakanın terekesindeki tüm mal, hak, alacaklar ve borçlardan sorumludur.
DİKKAT! Mirasçılık belgesi alınması, terekenin olağan yönetimi ve mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olduğundan mirasın kabulü anlamını taşımamaktadır. Dolayısıyla mirasçılık belgesi alan mirasçı da gerekli olduğu takdirde mirasın hükmen reddi için dava açabilir.
Hükmi Ret İsteme Süresi
Mirasın hükmen reddine ilişkin açılacak tespit davası için Kanunda herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Dolayısıyla yukarıda belirtilen mirası kabul anlamına gelen işlemlerde bulunmadıkça her mirasçı, herhangi bir süreye tabi olmaksızın mirasbırakanın aciz halinde olduğunun tespitine karar verilmesini talep edebilir.
Mirasın Hükmen Reddi Görevli Yetkili Mahkeme
Görevli Mahkeme:
Mirasın hükmen reddi için açılacak tespit davası, Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülecektir.
Mirasın Hükmen Reddi Yetkili Mahkeme:
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılacak tespit davasında, genel yetki kuralına göre davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesi yetkilidir.
Mirasın Hükmen Reddi Yargıtay Kararları
- Terekenin aktif ve pasiflerinin araştırılması,
- Mirasbırakan hakkında devam eden icra takibi bulunup bulunmadığı;
YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2021/5893
Karar Numarası: 2021/3724
“…7.2.2. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi değildir. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
7.2.3. Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez (TMK.md.610/2).
…Bunun yanı sıra mahkemece yapılan araştırmalar yeterli değildir. Dosya içeriğinden mirasbırakan … aleyhine başlatılan, alacaklısı … olan Çumra İcra Dairesi 2014/657 Esas sayılı icra takibi de bulunduğu görülmüştür. Çumra İcra Müdürlüğü 2014/685 Esas sayılı icra takip dosyasında zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına dair karar verilmiş, karar deracattan geçerek kesinleşmiş ise de Çumra İcra Dairesi 2014/657 Esas sayılı takibin devam edip etmediği araştırılmamıştır.
… Yukarıda sayılanlar birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafın özel yetkili vekaletnamesinin temin edilmesi halinde Çumra İcra Dairesi 2014/657 Esas sayılı takibin devam edip etmediği araştırılmalıdır. Çumra İcra Dairesi 2014/657 Esas sayılı takibin devam ettiğinin tespiti durumunda ise mirasbırakanın kendisine eşinden intikal eden mal varlığının bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa ölüm tarihi itibariyle değerinin belirlenerek, yine mirasbırakan adına kayıtlı aracın ölüm tarihi itibariyle değerinin belirlenerek terekenin tüm aktifinin tespit edilmesi suretiyle borca batık olup olmadığının tespit edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile verilen mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir…”
- Mirasçının mirasbırakanın kredi borcu için yaptığı ödeme düşük miktarda olduğundan mirası kabul anlamına gelmez;
YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2023/3280
Karar Numarası: 2023/4702
“…Tüm dosya içeriğine göre; davacılardan …’nın murisin vefatından sonra onun kredi borcuna karşılık olmak üzere yaklaşık 5.000,00 TL tutarında yapmış olduğu ödeme, mahkemece terekenin benimsenmesi olarak kabul edilmişse de ödenen meblağın ekonomik koşullar gözetildiğinde pek mühim miktarda olmadığı anlaşıldığından davacılardan … yönünden de mirasın hükmen reddine karar verilmesi gerekirken bu davacı yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir…”
- Mirasın hükmen reddi davası yetkili mahkeme,
- Mirasın hükmen reddi davası alacaklılara karşı açılır;
YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2016/14861
Karar Numarası: 2020/5361
“…Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 605/2 maddesi). Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir.
…Somut olayda; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Murisin ölüm tarihi itibariyle üzerine kayıtlı olduğu söylenen … ili, … ilçesi, 108 ada 38 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının getirtilmediği görülmektedir. Mahkemece, … Tapu Müdürlüğü’ne yazı yazılarak murisin ölüm tarihi olan 29.06.2010 tarihi itibariyle tapu kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması, tapu kaydı bulunuyor ise getirtilmesi, ölüm tarihi olan 29.06.2010 tarihi esas alınarak değer tespitinin yapılması ve belirlenen değer tespit edilerek terekenin aktifine eklenmesi gerekmektedir.
Mirasbırakan adına 01.10.1997 tarihinden itibaren kayıtlı olduğu bildirilen 06 KN 262 plaka sayılı aracın değerinin tespit edilmediği görülmüştür. Ölüm tarihi olan 29.06.2010 tarihi esas alınarak 06 KN 262 plaka sayılı aracın değerinin tespitinin yapılması ve belirlenen değer tespit edilerek terekenin aktifine eklenmesi gerekmektedir. Terekenin aktif-pasif durumu ölüm tarihi itibariyla net olarak tespit edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir…”
- Mirasın hükmen reddi için vekaletnamede özel yetki gerekir,
- Mirasçıların cebri icra tehdidi altında mirasbırakanın borcu dolayısıyla yaptığı ödemeler rızaen yapılmış kabul edilemeyeceğinden, mirasın kabulü anlamına gelmez;
YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2019/4315
Karar Numarası: 2021/3737
“…TMK’nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Davanın niteliği gereği davalı-alacaklıların, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmemeleri, bilmelerinin de mümkün olmaması, terekenin borca batık olup olmadığına yapılan yargılama sonrasında karar verilmesi durumlarında, yargılama gideri ve harçtan davalıların değil davacıların sorumlu tutulması, davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekmektedir.
Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez (TMK.md.610/2).
Somut olayda, mahkemece birleştirilen dava davacıları vekiline mirasın reddine ilişkin özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi, sunduğu takdirde davaya devam edilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.
Öte yandan, davacılardan … ve …’nin icra dosyasına yaptıkları ödemelerin icra tehdidi altında olması nedeniyle rızaen bir ödeme olmadığının da kabul edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davacılar … ve …’nin eylemleri, Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde düzenlenen terekenin benimsenmesi niteliğinde olmadığından davalarının reddi doğru görülmemiştir…”
- Mirasın hükmen reddi davasının reddi halinde maktu vekalet ücretine hükmedilir;
YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2015/2757
Karar Numarası: 2017/2380
“…Müteveffanın vefatı anında terekenin borca batık olduğunun tespiti isteği, bir eda davası niteliğinde olmayıp, mirasçıların bir irade açıklamasında bulunmalarına gerek kalmaksızın, kanundan dolayı mirasın reddedilmiş sayılması (TMK.m.584/2) sonucunu hasıl eden, “mirasçılar, mirabırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereği kazanırlar” yönündeki (TKM.m.539/1, TMK.m.599/1) yasal kuralın istisnasını oluşturan bir hukuki durumun saptanmasına yönelik dava türüdür. Bu niteliği gereğince maktu harca tabidir ve kabul veya reddi halinde de maktu vekalet ücretine hükmedilir.
Davalı … yönünden dava reddedildiğine göre, bu davalı yararına maktu vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması ve davacı vekili ile davalılardan … vekilinin, birlikte sundukları 20.08.2013 tarihli dilekçeleri ile karşılıklı olarak davalarını geri aldıklarını, müvekkilleri adına masraf ve vekalet ücreti talep etmediklerini belirtmelerine rağmen, mahkemece davalı …Ş yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir…”
Davacı mirasçının, hükmen ret davasını alacağın temlikini bilmemesi sebebiyle yanlış kişiye açması durumunda davanın husumet yönünden reddi halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmez;
YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2023/4197
Karar Numarası: 2024/4201
“…Davalılardan … A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davalı tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan 04.06.2013 tarihli temlikname ile davacıların murisinden olan alacağını Güven Varlık A.Ş.’ye temlik ettiğini ileri sürmüş olup, daha sonra Güven Varlık A.Ş. de, temlik ile aldığı alacağı Gelecek Varlık A.Ş.’ye devrettiğini belirtmiş olmakla; taraflar arasında temlik konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda, eldeki dava yönünden davalı … açısından husumet bulunmadığı açık olup, davanın iş bu davalı yönünden husumetten reddedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
3. Öte yandan, davacıların, anılan alacağın temliki sözleşmesinin tarafları olmadığı gibi sözleşmeden haberdar olduklarına ilişkin dosyaya yansıyan herhangi bir belge de bulunmadığı gözetildiğinde davalı … lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir…”
Davalı alacaklılar terekenin borca batık olduğunu bilemeyeceğinden, davanın kabulü halinde yargılama gideri ve davacı lehine vekalet ücretinden sorumlu tutulamaz;
YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2022/7064
Karar Numarası: 2023/1089
“…Mahkemece davanın niteliği gereği davalı-alacaklıların, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama gideri ve harçtan davalıların değil davacının sorumlu tutulması, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nın 370/2 nci maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir…”
ESKİŞEHİR AVUKAT CANSU ÖNÇLER UYANIK