Üvey Çocuğun Miras Hakkı Hakkında Emsal Karar!

Eskişehir miras avukatı üvey çocuğun miras hakkı

Öz çocuğu olmayan kişinin, bir çocuğu nüfusa alt soyu olarak işletmesi halinde diğer mirasçılarla birlikte üvey çocuğun da mirasçı olacağı tartışmasızdır. 15.02.2025 tarih, 32814 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan kanun yararına bozma kararında Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, diğer mirasçıların üvey çocuğun mirasçı olmaması için açtıkları mirasçılık belgesinin iptali davasının, taraf beyanlarına değil resmi kayıtlara göre incelenmesi gerektiğine dair emsal bir karara imza atmıştır.

Yargıtay kararına konu olayda, diğer mirasçıların üvey çocuğa karşı açtıkları soybağının reddi davasının süre yönünden reddedilmesi sebebiyle mirasçılık belgesinde üvey çocuk da mirasçı sıfatı ile yer almıştır. Ancak üvey çocuk soybağının reddi davasında, babasının öz babası olmadığını kabul etmiştir. Buna karşılık soybağının reddi davasını hak düşürücü sürede açmadıkları için kaybeden diğer mirasçılar, üvey çocuğun ikrarını da gerekçe göstererek mirasçılık belgesinin iptali için yeni bir dava açmışlardır.

Yerel mahkeme, üvey çocuğun mirasbırakanın biyolojik babası olmadığını kabul etmesi nedeniyle feth-i kabir işlemi dahi yapılmaksızın davayı kabul etmiş ve üvey çocuğun mirasçı olmadığının tespitine karar vermiştir.

Kanun yararına bozma talebi ile kararı temyiz eden üvey çocuğun talebi, Yargıtay tarafından; soybağının reddi istemine ilişkin dava reddedildiğinden ve halen mer’i nüfus kayıtlarına göre de üvey çocuk mirasbırakanın alt soyu olarak göründüğünden üvey çocuğun kabul beyanına değer verilerek mirasçılık belgesinin iptaline karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile kabul edilmiştir.

Yargıtay kararının tam metni aşağıdadır.

Eskişehir miras avukatı üvey çocuğun miras hakkı

YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2024/4108

Karar Numarası: 2024/5180

Karar Tarihi: 21.11.2024

Taraflar arasındaki mirasçılık belgesinin İptali ile yeni mirasçılık belgesi verilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz edilmeden kesinleşen hükmün Adalet Bakanlığının 07.10.2024 gün ve 39152028-153.01-1131-2024-E, 1927/23854 sayılı talebi ile HMK’nın 363 üncü maddesi gereğince kanun yararına bozulması istenilmiş olmakla, dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının babası muris M.Ç.’nin 16/01/1992 tarihinde öldüğünü, Bursa 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1992/168-133 E. K. sayılı dosyasında veraset ilamı tanzim edildiğini, davacı ile davalının murisin çocukları sıfatıyla mirasçı sıfatını aldıklarını, oysa ki tarafların anneleri R.A. davalıya hamile iken davacının babası M.Ç. ile evlendiği halde davalı kızını evlilikten 2 yıl sonra doğmuş gibi nüfusa kaydettirdiğini, nesebin reddi davası açıldığını, bu davada davalı ve annesinin öz babanın muris M.Ç olmadığını kabul ettiklerini, ancak davanın süre yönünden reddine karar verildiğini, bunun üzerine davalının nüfusta baba adının değiştirilmesi talepli açılan davanın ise derdest olduğunu, davalı, muris M.Ç’nin öz çocuğu olmadığından Bursa 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1992/168 Esas, 1992/133 Karar sayılı veraset ilamının iptali ile yeniden veraset ilamı tanzimine dair karar verilmesini talep etmiştir.

II.CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde; Aile Mahkemesinde aynı sonucu hedefleyen davada red kararı verildiğini, kesin hüküm oluştuğunu, nüfusta baba adının değiştirilmesine ilişkin diğer dava dosyasının ise bekletici mesele yapılması gerektiğini, M.Ç.’nin sağlığında kendisini evladı olarak kabul ederek nüfusa kaydettirdiğini, her yönüyle kızı olarak kabul ettiğini, bu nedenle davanın reddini savunmuş; 22.01.2019 tarihli dilekçesinde ise muris M.Ç.’nin kendisinin biyolojik babası olmadığını, bunu daha önce de mahkemede ifade ettiğini, bu nedenle keşif kararından vazgeçilmesini istemiştir.

III.MAHKEME KARARI

1.Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bursa 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1992/168 Esas 1992/133 Karar sayılı veraset ilamının iptali ile muris M.Ç.’nin mirasının 1 pay kabul edilerek davacı Ü.Ç.’ye aidiyetine dair davanın kabulüne karar verilmiştir.

2.Mahkeme kararı, tarafların hükmü istinaf etmemesi üzerine 03.05.2019 tarihinde kesinleşmiştir.

IV.KANUN YARARINA TEMYİZ

A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri

Adalet Bakanlığı temyiz dilekçesinde; Mahkemece, davanın hangi gerekçe ile kabul edildiğine karar verildiği gerekçe kısmında açıklanmadan ve mevcut nüfus kayıt örneğine göre davalının mirasbırakanın çocuğu olduğu, soybağının reddine ilişkin davanın Bursa 1. Aile Mahkemesinin 17.07.2014 tarih ve Esas: 2014/259, Karar: 2014/715 sayılı kararı ile reddedilerek kesinleştiği dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, Dairemizin 04.03.2024 tarih ve Esas: 2022/7305, Karar: 2024/1309 sayılı ilâmının da benzer mahiyette olduğunu belirterek anılan kararının kanun yararına temyizen incelenmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesi düzenlenmesi istemine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.

2,Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.

3.4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598 inci maddesinde, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, Sulh Mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği açıklanmıştır. Mirasçılık belgesi, aksi ispat edilinceye kadar, adına düzenlenmiş bulunan kişi ve kişilerin mirasçılığı lehine bir karine oluşturur. Bu belge; mirasbırakanla mirasçıları arasındaki irs (soy) ilişkisini göstermesi yanında mirasın (terekenin) mirasçılara intikalini de sağlayıcı bir işleve sahiptir.

4.4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 575 inci maddesi hükmüne göre, miras ölümle açıldığı gibi aynı Kanun’un 30.maddesi hükmüne göre de; nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde, gerçek durumun her türlü delille kanıtlanmasının mümkün olduğu düzenlenmiştir.

5.Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davaların kural olarak hasımsız açılması ve çekişmesiz yargı yolu ile görülüp sonuçlandırılması gerekir. Bu olgunun sonucu olarak bu tür davalar sonucunda verilen hükümler kesin hüküm oluşturmadığı gibi, hatalı oldukları öne sürülerek her zaman için iptalleri de istenebilir. Resen araştırma prensibi egemen olan bu tür davalarda davacı taraf sadece miras bırakanın öldüğünü, kendisinin soybağı, evlilik veya evlat edinme nedeniyle miras bırakanın mirasçısı olduğunu ve dava dilekçesindeki diğer iddialarını kanıtlamak zorundadır. Nüfus aile kayıtlarını getirterek miras bırakanın diğer mirasçılarını tespit etmek ve tüm mirasçıların miras paylarını belirlemek ise hakimin görevidir.

3. Değerlendirme

Somut olayda; davacı, muris M.Ç’nin babası olduğunu, davalının ise murisin çocuğu olmadığı halde nüfusa bu şekilde tescil edilmesi nedeniyle dava konusu Bursa 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1992/168 Esas 1992/133 Karar sayılı veraset ilamında davalıya da alt soy olarak miras payı verildiğini, bu nedenle mirasçılık belgesinin hatalı olduğunu belirterek iptali ile yeniden mirasçılık belgesi düzenlenmesini talep etmiştir. Davalı taraf, davanın reddini savunmakla birlikte 22.01.2019 tarihli dilekçesinde muris M.Ç’nin kendisinin biyolojik babası olmadığını kabul etmiş, bunun üzerine mahkemece fethi kabir işleminden vazgeçilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki hükmün doğru olduğunu söyleme imkanı bulunmamaktadır. Bursa 1. Aile Mahkemesinin 17.07.2014 tarih ve 2014/259 Esas 2014/715 Karar sayılı hükmü ile davalı yönünden nesebin reddi istemine ilişkin dava reddedilmiş olduğundan ve halen mer’i nüfus kayıtlarına göre de davalı Müzeyyen, muris M.Ç’nin alt soyu olarak bulunduğundan davalının kabul beyanına değer verilerek Bursa 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1992/168 Esas, 1992/133 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle kanun yararına bozulması gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Dava dosyasının Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,

21.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.”

ESKİŞEHİR AVUKAT CANSU ÖNÇLER UYANIK

ShentaWp Ayar

Web sitemiz’de çerezler kullanıyoruz. Bu, web sitemizi kullandığınız sürece çerez politikamızı kabul ettiğiniz anlamına gelir.